8 Ders

8 Ders

RANDEVU AL
8 Ders

8 Ders


Hafta İçi : 10.000 TL - 7.200 TL

Hafta Sonu : 11.000 TL - 8.040 TL



Binicinin Denge yeteneklerini geliştirerek diğer safhalara geçmek. Bu aşama için aşağıdaki dersleri görmektedir.

2.DIŞ GÖRÜNÜŞÜNE GÖRE ATIN BÖLÜMLERİ

(Atın ana bölümleri ve her ana bölümün detayları)

Atların bölümleri üç başlık altında incelenebilir. Bunlar: Baş, gövde ve bacaklardır.

2B. GÖVDENİN BÖLÜMLERİ

  • Boyun: Başı taşıyan ve atın yürüyüş dengesini sağlayan kısımdır.          
  • Cidago: Boyunla sırt arasında en yüksek noktadır.
  • Sırt: Cidagonun bitti yerden son kaburga kemiğine kadar olan bölgedir.
  • Bel: Boş böğürlerin üstünde sırt ile sağrı arasındaki kısımdır.
  • Sağrı: Kuyruk sokumu ile kuyruk kemiklerini ve leğen kemiğini içeren kısım
  • Kalçalar: Her iki yanda boş böğürlerin yaptığı çıkıntılardan oluşur.
  • Göğüs Ve Kürek Bölgesi: Boynun altında iki omuz arası kısımdır.
  • Koltuklar: Ön bacakların arasında bacaklar ile gövdenin birleştiği kısımdır
  • Kolan Yatağı: :Kolanın geçtiği bölgedir.
  • Kaburgalar:
  • Karın: Kolan yatağından sonra önden arkaya ve yana uzanan yuvarlak bölgedir.
  • Böğürler: Bel ve kalça ile çevrilmiş karın bölgesidir.
  • Apış Arası
  • Kuyruk

2C.BACAKLAR

  • Ön Bacaklar
  • Omuzlar
  • Kol
  • Kestaneler
  • Pazu
  • Dirsekler
  • Diz
  • Ön İncikler
  • Ön Topuklar
  • Bukağılıklar
  • Zıh(Taç)
  • Ön Tırnaklar

 

  • Arka Bacaklar
  • Uyluklar
  • Kaynaklar
  • Semane (Arka Diz Kapağı)
  • Hanep(Ökçeler)
  • Arka İncikler
  • Arka Bukağılıklar
  • Arka Topuklar
  • Arka Tırnak
  • Arka Zıh

2A.ATIN DONLARI(RENKLERİ)

 AT DONLARI

Atların renklerine DON denir. Don tay büyümesini tamamlayana kadar değişebilir. Büyüme çağının sonunda tüylerin rengi gerçek donu oluşturur.

Vücudu örten kıl  (tüy) çeşitleri

  1. Örtücü kıllar: bedeni kaplayan kısa ve ince kıllardır.
  2. Koruyucu kıllar: Yele, kakül, kuyruk ve topuk kıllarıdır.
  3. Duygu kılları: Uzun ve fırça gibi sert olan bu kıllar ağız çevresi ve burun deliklerinde bulunur. Dipleri dokunma sini uçarlıyla temastadır.
  4. İnce kıllar: Mevsimlere göre değişen koruyucu kıllardır.

Don Çeşitleri:

  1. Bir renkli donlar: beyaz- yağız- al-izabel
  2. İki renkli donlar:  doru- kula- kır- boz ( kurt kulası,sincabi)
  3. Üç renkli donlar: ahreç-kızıl-üveyik kır
  4. Müzdeviç (alaca) donlar: İki donun bölümler halinde bulunmasıyla oluşur. Bunlardan biri mutlaka beyazdır.

3.AT DONATIMI

YULAR: Genelde ahır ve merada veya binilmediği zaman atların yakalanması, bağlanması veya yedekte gezdirilmesi amacıyla kullanılır. Genelde deri, örme ip veya bezden yapılır.

 Bölümleri:

  1. Tepe kayışı
  2. Yanak kayışları
  3. Burunsallık
  4. Çene altı kayışı

BAŞLIK: Başlık atı yönetmek için kullanılan temel donatımdır. Şu parçalardan oluşur.

  1. Kantarma
  2. Dizgin kolları
  3. Burunsallık
  4. Tepe kayışı
  5. Yanak kayışları
  6. Çene altı kayışı
  7. Kantarma halkası
  8. Boğaz altı kayışı
  9. Alın kayışı (alınsalık)

EYER:  Binicinin ata oturması için deri, tahta ve demirden yapılmış teçhizata eyer denir. Parçaları;

1.Üzengi kayışı kilidi

2.Üzengi kayışı

3.Üzengi demiri

4.Üzengi demiri lastiği

5.Üst tepindirik

6.Orta hane

7.Arka hane

8.Gergi kayışı tepindiriği

9.Eyer yastığı

10.Gergi kayışları

11.Alt tepindirik

12. Kolon kayışı

13.Ön hane

 Eyerler kullanım maksatlarına göre üç çeşittir:

  1. •         At terbiyesi (Dresaj) eyeri: Atın sırtına sıkı irtibat halinde olup, üst tepidirikleri uzundur.
  2. •         Engel atlama eyeri: Oturak kısmı uzun, tepindirikleri öne uzantılı ve yastıklarla takviyelidir.
  3. •         Üç günlük yarışma eyeri: İki eyer tipi arasında kalan bir eyer olup, her iki maksatlı da kullanılabilir. Genç at ve binici eğitimi için en uygun eyer çeşididir.

           Eyerin ata uygun ölçüde olup olmadığının kontrolü için en uygun yöntem, eyeri haşe olmadan atın sırtına koymaktır. Eyerin en derin noktası eyerin oturak kısmının tam ortasına denk geliyorsa ve ön kaş, cidagoya temas etmeden rahat bir duruş sağlıyorsa eyer ata uygun demektir. Yanlış eyer kullanımı, atın sırtında, belinde ve cidagosunda yara bere ve ağrılara sebep olur.

4.ATA YAKLAŞMAK

Ahır içerisinde atlar dinlenme, uyuklama veya yemlemekle zaman geçirirler. Bu durumda bakıcı veya binicinin ata yaklaşması gerektiğinde ata öncelikle seslenmelidir.(adını söyleyerek, ohoo, oğlum, kızım vb.) Bu durumda at kımıldanarak, bakarak veya seslenerek karşılık verir ve davranışlarından,  gelmesini istekle beklediğini belli eder. Bazı atlar ayakta uyur bu yüzden seslenmeden yaklaşmak atı korkutabilir. Yine bazı atlar yem yerken kıskanç olurlar veya sakin bir ortam isterler rahatsız etmemek gerekebilir.

Ahır dışında da önden yaklaşmak en doğru şeklidir. Yaklaşma sakin, atı ürkütmeden ve korkutmadan yavaş davranışlarla konuşarak, ilk yaklaşılan uzun özellikle burun üstü ve boynu okşanarak olmalıdır. Ata her yaklaşma da hoşuna giden bir şeyler vermek (ot, arpa, havuç, üzüm vb) iyi niyeti gösterir.

8.ATA BİNMEK- İNMEK

8A. ATA BİNMEK:

Atımıza binmeden önce; başlık ve diğer donatımın ata, üzenginin bize uygun olup olmadığını kontrol etmemiz gerekir.

  • Atınıza binmeden önce atınızın dört ayağı üstünde ve hareketsiz durduğundan emin olun.
  • Daha sonra atın soluna geçerek dizginler atın yelesinin ortasında olacak şekilde sol el ile tutulur.(sağ dizgin sola göre daha kısa tutulur, atın biniciye doğru bir boyun hareketini önlemek için)
  • Dizginler sol elde iken atın omzu hizasında ve yüzünüz atın sağrısını gösterecek şekilde durmalısınız.  
  • Sağ el ile üzengi kayışını tutup sol ayağınızı üzengiye geçirin.
  • Sağ elinizle eyerin orta hanesinden tutun.
  • Sağ ayağınızdan da kuvvet alarak sol ayağınızın üzerine kalkın.      
  • Sağ ayağınızı atın sağrısına değdirmeden ve dizden kırmadan dik bir şekilde diğer yana geçirin.
  • En son olarak yumuşak bir şekilde eyere oturun ve üzengilerinizi takın ve dizginleri iki elinize alarak eşit uzunlukta tutun.

8B.YERE İNMEK:

  • İnmek için Dizginleri sol elde toplayın ve kısaltın (sağ sola göre daha kısa olmalıdır) ve atın yelesinin ortasından tutun.
  • Sağ ayağınızı üzengiden çıkarın ve sağ el ile eyerin ön hanesinden destek alın.
  • Sağ ayağınızı atın üzerinden aşırırken sol ayağınızı inmek için içeri çevrin.
  • Yüzünüz atın sağrısını gösterecek şekilde sağ ayağınız üzerine inin.
  • Sağ eliniz ile üzengiyi sol ayağınızdan çıkarın ve atınızı okşayın.

9.ATIN YÜRÜYÜŞ ŞEKİLLERİ

Yürüyüşler, atınızın veya pony’nizin yürüme hızı ve şeklidir. Atların yürüyüşleri doğal yürüyüşler ve yapay sonradan öğretilmiş yürüyüşler olmak üzere ikiye ayrılır.

Atların doğal yürüyüşleri; adeta, süratli, dörtnal, atlama ve geri yürüyüştür.

1A.Adeta

Adeta, en yavaş ve en az güç harcayarak hareket ettiği yürüyüş şeklidir. At dört ayağını da birbirinden bağımsız olarak kullanır. Böylece her ayak birbirinden ayrı hareket eder. Dört eşit zamanlı ve uçuş anı olmayan bir yürüyüş şeklidir. Adetanın hızı, bir at için saatte yaklaşık 6–7 km’dir.

1B.Süratli

Adım sırasının en düzenli ve tempolu olduğu yürüyüş şeklidir. Bu nedenle uzun mesafeleri kısa zamanda almak ve az enerji harcamak için en uygun yürüyüştür.

Süratli, orta hızda bir yürüyüştür. Süratlinin hızı bir at için saatte yaklaşık 14-15 km’dir.

Süratli simetrik ve iki eşit zamanlı bir yürüyüştür.

At veya pony, ön ve arka çapraz bir şekilde ilerler.

Sol ön, sağ arka aynı anda,

Sağ ön, sol arka aynı anda adım atar. Bu çapraz ayakların değişimi sırasında havada geçen bir kısa zaman olduğu için bu yürüyüş sıçramalı bir yürüyüştür.

1C.Dörtnal

Dörtnal, en hızlı yürüme şeklidir. Dörtnalın hızı, bir at için saatte yaklaşık 20-30 km’dir. Yarış atı saatte yaklaşık 60 km koşar.

Dörtnal, sarsıntılı, asimetrik ve üç zamanlı bir yürüyüştür. Ve ayakların ortada buluşmasıyla tamamlanır. Doğal olarak, atınız hangi yanda giderse, o ayak üzerinde dörtnala gider. Demek ki iki şekilde dörtnala gidebilir: Sağ ayakta dörtnal ve sol ayakta dörtnal.Sol ön ayak önde ise sol yan, sağ ayak önde ise sağ yan yapılan bir dörtnaldır.

10. MANEJ, MANEJ KURALLARI VE MANEJ HAREKETLERİ  

Manej; at ve atlının eğitim ve çalışmasının yapıldığı yerdir. Manejler kapalı veya açık manej olmak üzere iki çeşittir. Kapalı manejlerde at ve binicinin güvende çalışabilmesi için manej boyunca uzanan bir duvar vardır. Bu duvar yukarıdan aşağıya genişler bu şekilde atların duvara yakın gitmesi engellenmiş olur. Yerler çoğunlukla kum veya talaştan olur.

Açık manejler ise etrafı çitlerle çevrilmiş alanlardır. Zemini toprak veya kumdur.

Manejlerin ebatları genelde 20x40 veya 20x60 tır.

“A” ve “C” harfleri kısa yolların ortalarına konulur. “B” ve “E” harfleri uzun yolların ortalarındadırlar. . Manej merkezi aynı zamanda yedinci daire müracaat noktası olup X”  harfi ile gösterilir. Manej düzeni, binicilerin manej içerisinde birbirlerini engellemeden çalışmalarını sağlayacak biçimde olmalıdır. Bunun için her binici manej trafik kurallarını çok iyi bilmeli ve bu kurallara harfiyen uymalıdır.

Bu kurallar:

  1. Maneje girmeden önce veya manej kapısını açmadan önce, “ Kapıya dikkat ! ” diyerek manej içerisindekiler ikaz edilmeli ve “ Kapı serbest ! “ veya “Giriniz ! “ cevabı duyulmadan içeri girilmemeli veya kapı açılmamalıdır.
  2. Binme – inme veya donanım ayarlama vb. faaliyetler devamlı olarak daire merkezlerinde veya orta hatta (A – X – C) yapılmalıdır.
  3. Çalışmalarda atlar arasındaki güvenlik mesafesi ( en az 2.5 m ) devamlı korunmalıdır.

 

  1. Adeta yürüyüşler ve duruşlar yapan ve yapacak olan biniciler manej yollarını süratli ve dörtnal yapmakta olanlara terk etmelidirler. Bu çalışmalara geçiş için, süratli ile manej yolu uygun yerden terk edilmeli, sonrasında adetaya veya duruşa geçilmelidir.

 

  1. Dairede binenler manej yolundaki binicilere öncelik tanımalıdır. Manej yolunda çalışanlar dairede çalışanlara göre geçiş hakkı üstünlüğüne sahiptir.
  2. Sol yan çalışanlar, sağ yan çalışanlara göre sürekli manej yolunu öncelikli kullanma üstünlüğüne sahiptir.
  3. Yan değiştirmeyi tamamlayamadan veya henüz yan değiştirme bitiş noktasında iken, tam manejde hareket eden bir binici ile karşılaşanlar, geçiş hakkı üstünlüğünü manej yolundaki biniciye terk ederek, uygun yerde manej yoluna girerler.
  4. Çılbır çalışması, binicilik derslerinin (toplu çalışmalar) yapıldığı veya manejde 3 biniciden fazla binicinin çalıştığı zamanlarda yapılmamalıdır.

MANEJ HAREKETLERİ

  1. Tam manej
  2.  Yarım manej
  3. Tam manejde yan değiştirmek
  4. Yarım  manej yan değiştirmek
  5. Tulen yan değiştirmek

Tam manejde yan değiştirme; kısa yoldan uzun yola girerken, köşeye girdikten altı adım sora başlar ve diğer uzun yolun köşesine altı adım kala girilir ve kısa yola devam edilir.

Tuhlen yan değiştirme; kısa yolun ortasından diğer kısa yolun orta noktasına yapılır.

 Yarım manejde yan değiştirme; kısa yoldan uzun yola girerken, köşeye girmeden önce altı adım kala başlar ve köşeyi döndükten altı adım sonra diğer uzun yolun ortasına devam edilir.

Dairede yan değiştirme; daire içinde ‘S’ çizerek yan değiştirilir.

a Daire

 

b Daire değiştirme, dairede yan değiştirme

 

c Dairede yan değiştirme

14. DOĞRU OTURUŞ

Oturuş sözcüğü çoğunlukla yanlış anlaşılır. Çünkü oturuş binicinin at üzerindeki konumu olmayıp, AT ÜZERİNDEKİ YUMUŞAKLIĞI, YALNIZ DENGEYLE EYERDE TUTUNMASI VE ATIN HAREKETİNE UYMASINI SAĞLAYAN BİR ARAÇTIR.

İnsan atın üzerinde değişik şekilde oturabilir ve başkalarına bakmakla çok şey öğrenebilir; fakat doğru oturuş için başka binicilerin görünüşünü taklide yönelecek durumları almak çok yanlıştır. Çünkü bu durum vücut sertliğini doğurur ve bu en kötü hatalardan biridir.

Atın her hareketine yumuşak, güven içerisinde, sakin ve sıkıntısız bir oturuşla hâkim olunacağı unutulmamalıdır.

Binicinin at üzerindeki oturuşu, duran veya hareket eden at üzerinde vücudun aldığı durumdur.  Rahat olmayan bir oturuş ata aktarılan sertliğe neden olur.

Binici dik, fakat kasları yumuşak ve esnek olarak, eyerin orta yerine ve kaynaklarının bütün genişliği ile dengede oturmalıdır. Eyerden denge yolu ile tutunmalı ve kendini zorlamadan atın hareketlerine uyabilmelidir. Büst zorlanmaksızın, fakat yinede sağlam ve sallantısız olarak, iki kaynak kemiği ile apışı üzerine bırakılmalıdır.

Eyerin ön hanesine aşırı şekilde yaklaşarak ve kısmen uyluklara dayandırılmış bir apış oturuşu çok hatalıdır. Dizlerin yukarıda tutulması nedeniyle aşırı ölçüde eyerin gerisine kaydırılmış iskemle oturuşu da hatalıdır.

1A.DOĞRU OTURUŞTA UZUVLARIN KONUMU

1. OTURUŞ KISMI

Oturuş yalnız binici dengesini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda çok değerli bir iletişim aracı olarak ağırlık uyarı ve yardımını iletir. Bu iletişim aracının etkili olabilmesi için, oturuşun eyerden ayrılmaksızın ve belirlenen yerde olması gerekir. Bozuk bir oturuş, yalnız çirkin görünmekle kalmaz, sağlamlığı olmadığı ve doğurduğu kötü alışkanlıklar nedeni ile tehlikeli olur.

İki kaynak kemiği dik olarak. Apış eyerin en çukur kısmında bulunarak ve iki uyluğun üst kısmıyla kaynak kemikleri destekleniyorsa oturuş doğru olur kaynak kemiklerinin dik hattan uzak olması durumunda oturuş hatalıdır 

2. ALT UZUVLAR

  1. Uyluk: Uylukların en iyi konumu, oturuş sabitiyetine zarar vermeyecek kadar eğik olabildiğinde geniş yüzeyleriyle zorlanmaksızın hafif aşağıya uzatılmış ve içeriye döndürülerek eyere yapışık durumlarıdır. Dik uyluklar biniciyi ön haneye atar. Yukarı kalkmış uyluklarsa ata etkili olmaz.               
  2. Diz: Diz yalnız uyluk ve baldırı birbirine bağlayan yaylı menteşe olmakla kalmaz uyarı ve yardımları yapmadan uyluk veya baldır gibi kullanılabilir bundan dolayı, dizin iç kısmı her an eyerle temasta kalmalıdır. Ancak, bu temas diz ucunun açılmasına neden olacak kadar fazla olursa yanlış olur uyluk, baldır ve ayakucunun alacakları doğrultuya önemli etki eder. Dizler eyerden açılma eyleminde olursa, yalnız çirkin görünmekle kalmaz aynı zamanda uylukların geniş yüzeylerini eyerden ayırır ve eyerle teması ayıran azalan uyluğun uyarı ve yardımı engellenir.

Diz olabildiğince aşağıya basılmış olmalıdır. Dizin yüksek durumu kalçaları yatay duruma getirir ve oturuşu geri atar. Diz önden eyer yastıklarıyla sınırlandırıldığından, yukarı kalkınca uyluk kendine ayrılan yere sığmayarak oturuşu geri iter.

  1. Baldır: Baldır, bacağın dizle topuk arasındaki bölümüdür. Baldır, ileri sürüş ve art kısma verilecek yana hareketler için binicinin başlıca iletişim aracıdır. Baldırın konumu biniciye hiçbir rahatsızlık ve güçlük vermeden doğal olmalıdır.
  2. Ayak: Topuk eklemi yumuşak olmalı ve ayağın serbest olarak her yöne hareket etmesine olanak vermelidir. Binici ayağının geniş kısmı üzerine, yani üzengilerin taban iç kısmına basınç yapabildiğinde, topuk ekleminin bükülüşüne en iyi şekilde ulaşmış olur.

3. BEL

Belin sertleşmeden ve doğal çukurluğunu koruyan yumuşaklığı, atın hareketlerinden doğan aksi darbeleri yok eder ve onları büste aktarmaz. Zorla çukurlaştırılan bel, kambur sırttan daha güzel olmadığı gibi, daha zararlı bile olabilir.

4. BÜST

Kalçalar üzerinde ve doğal diklikte olan büst, beli de içererek, ayakta durulduğu gibi gerginliğini korumalıdır. Bu diklik, verilecek uyarı ve yardımın şekline göre, devamlı olamaz. Binici her an öne, arkaya ve yana eğilebilme yeteneğine sahip olmalıdır.

5. OMUZLAR

Yumuşak, doğal konumuna göre düşük ve her ikisinin de aynı ölçüde geriye açılmış olmaları gerekir. Hafif geri alınmalı fakat yukarı çekilmemelidir. Ellerin sabitiyeti ve yumuşaklığı omuzların yumuşaklığına bağlıdır.

6. BAŞ

Baş omuzların içine gömülmeden, serbest kalkık ve çene hafif çekilmiş olmalıdır. Gözler bağımsız ve sabittir, yukarı ya da aşağı değil ileride seçilen bir noktaya bakmalıdırlar.

 7. ÜST UZUVLAR

  1. Kol: Doğal olarak büstün yanında, serbest sarkmalı ve hafif temasta olmalıdır.
  2. Dirsek: Yarım kapalı ve binicinin sırtından aşağıya doğru indirilecek dikey hattın gerisine geçmemelidir.
  3. Ön kol: Kalça ile hafif temasta ve dizginlerle kantarma demirinin halkasına kadar düz bir hat oluşturur.
  4. El: Vücudun ortasında ve cidağının bir el genişliği kadar üstünde dik olarak durur. Ellerin serçe parmakları, başparmaklara göre birbirine daha uzak durur. Başparmak hafif kıvrılmış ve tırnaklar havayı gösterir. Diğer parmakların ikinci boğumları karşı karşıya gelecek şekilde ve iki el arasında bir yumruk genişliği kadar açıklık bulunur.

En fazla rastlanan oturuş hataları şunlardır:

-  Omuzlar yüksek, el aşağı itilmiş ve dizler çok sıkı.

-  Dizler yukarı çekilmiş, topuklar yukarıda ve oturuş geri kaymış.

-  Bel aşırı çukur, baldırlar çok geride ve topuklar yukarıda.

-  Dizler ve uyluklar açık.

 

 

15. TEMEL UYARI VE YARDIMLAR

 

  1. Baldır (bacak aracıyla)
  2. Ağırlık (genelde bej ve oturuş yeri aracıyla)
  3. Dizgin (el aracıyla)

            Ağırlığın (bel ve oturuş yerinin) atın hareketlerine her zaman etkili olabilmesi, ellerin yumuşak ve sallantısız tutulabilmesi, her iki baldırın at karnıyla hafif fakat devamlı temasta kalabilmesi, yani tüm yukarda sayılan koşulların yerine getirilmesi, sağlam ve bağımsız oturuşun temelini oluşturur. Yine atın hareketlerini yaptıracak etkilerin doğru aktarılması için, uyarı ve yardım çeşidinin ve sınırının doğru saptanması gerekir.

2A. BALDIR UYARI VE YARDIMLARI

            Baldır uyarı ve yardımında, baldır deyince kalça eklemlerinden başlayarak ayak tabanında son bulan tüm bacak anlaşılmalıdır. Bazı binicilerin sandığı gibi yalnız dizin aşağısındaki kaslı bölüm değildir. Birçok binici diz ve uyluğun atta yalnız tutunmak için gerekli olduğuna inanarak başka işte kullanılacağını düşünmezler.

2A1.BALDIRIN GÖREVİ, KONUMU VE ETKİ ZAMANI:

Ana görevi, “atın motorunu” yani arka ayaklarını harekete geçirmektir. Normalde sağ baldır sağ arka ayağı, sol baldırsa sol arka ayağı etkiler. Baldırın konumu etkinin şeklini belirler. Kolana yaklaştıkça o yandaki arka ayağı etkiler. Baldırın konumu etkinin şeklini belirler. Kolana yaklaştıkça o yandaki arka ayağı o ölçüde ileri adım atmaya özendirir (ileri süren baldır). Kolan gerisine yapılırsa etkinin gücüne göre ya atın izni terk etmesini önler (sınırlayıcı baldır) veya izi terk etmesine neden olur (yana sürücü baldır).Yana sürücü baldır genelde sınırlayıcı baldır kadar geride durmaz, kolanın 2–3 parmak gerisi yeterlidir.

            Yerini ve konumunu değiştirmeden, baldır uyarı ve yardımları; temas, sıkma 8basınç) veya çarpmalar şeklinde etkili olurlar. Baldır aynı yandaki arka ayağı kalmadan önce, kalktığı anda ve havadayken etkileyebilir. İnsanın havada olan bir bacağına yapılacak uyarı, o bacağın ileri ve yana hareket ettirdiği, fakat vücudu etkilemediği deneyle görülebilir. Buna karşılık yere basarken bacağa yapılacak bir uyarı, tamamen etkisiz kalır. Ancak, atın vücudunun tümüyle etkilenmesi için; arka ayağın karın altına sürülmüş ve yere basarak yükü üzerine aldığında etkinin yapılması, yerdense alacağı güçle tüm vücudun harekete katılması, en doğru uyarı ve yardım şekildir.

            Aynı zamanda dizin iç yüzeyleri ata dönük olarak ve eyerle sıkı temasta, fakat yumuşak bir şekilde bulunmalıdır. Binicinin ayaklarının içe dönüklüğü ve sıkılığı, at üzerinde kendini güvenli hissedecek kadar olmalıdır.

            Binici bacağının her bölümü, ayrı ayrı kullanılabilecek şekilde eğitilmeli ve isteği dışında sertleşmemelidir. Örneğin; binici, eyere dizleriyle sıkıca yapışırsa, atın bu etkiye karşı duyarlılığı yok olur. Beraberinde baldır kasları da sertleşmiş olacağından, binicinin yumuşaklığı kalmaz.

            a. Baldırlar bazı durumlarda tutunma aracı olarak ta kullanılır. Örneğin atın şahlanması, yana kaçması, birden bire durması gibi, alışılmamış hareketlerde bu baldır kavrayışları binici dengesinin bozularak düşmesini önler.

    b. Diz: Diz gerçekten başlangıcını oluşturduğu baldır alt kısmının yardımına kuvvetle katılır. Yan bükülüşlerde ve iç baldırın uyarı ve yardımlarında dizin görevi özellikle çok önemlidir. Dizlerin, eyer yan köşeleri yönünde yaptıkları etki, atın omurgasını iç baldır çevresinde bükmeye zorlar. Dolayısıyla binicinin dizini eyerden açması bağışlanmaz bir hatadır.

    c.Baldır Alt Kısmı (Dizden aşağı):

            Dizden aşağı baldırın ata etkileri, normalde şişkin olan kaslı kısımla yapılır. Baldır etkilerine atın tepki göstermeyerek umursamadığı durumlarda, ister mahmuz takılı olsun isterse mahmuzsuz olsun, topuk tamamlayıcı bir destek aracı olarak katılır.

2A2. YAPIŞLARINA GÖRE BALDIR ÇEŞİTLERİ:

  1. Temas
  2. Sıkma (Basınç)
  3. Çarpma
  4. Ani sert çarpma

    1.Temas:

            Normal yerlerinde bulunan baldırların atla temasta tutulması durumudur. Atın hareketi ile birlikte yükü taşıyan arka ayak yanının şişmesi ve dolayısıyla karnının baldıra çarpmasıyla ileri hareket için sürüş etkisi yapar.

                2.sıkma:

            Terbiye edilmiş atlara binişte baldırların normal kullanış şekli sıkmadır. Sıkma; yumuşak ve yavaş yavaş olmalıdır. Bu şekilde yapılan baldır sıkmalarına at şaşırmadan tepki gösterir. Ancak, atında duyarlılığı yeteri ölçüde dikkate alınmalıdır.

            At başlangıçta sıkmalarla yeteri kadar etki altında alınmazsa; hafif çarpmalar, bu da yeteri gelmediğinde ani sert çarpmalar yapılır. Böylece karşılaştığı daha kuvvetli etkiler dolayısıyla at sıkmalara cevap verme gereğini kısa zamanda öğrenir.

                3.Çarpmalar:

            Kısa aralıklarla, kolanın az gerisine, darbeler şeklinde ve elastiki olarak yapılır. Çarpmaların en doğru şekli, kısa aralıklarla ve çift çarpmalardır. Gerektiğinde ise etki kuvveti artırılmalıdır.

            Çarpmaların bu şekilde uygulanması atı her zaman uyanık ve dikkatli bulundurur. Biniciye baldırların etkisini denetleme olanağı verir ve dolayısıyla baldırların ”geveze” olmasını önler.

                4.Ani Sert Çarpmalar:

            Amacı, baldır etkilerine karşı atın tepkisindeki duyarlılığı ve atın ileri gidiciliğini artırmak.

            Ani sert çarpmalar aynı zamanda binicinin at terbiyesi için kullandığı bir araçtır. Ani sert çarpmalar yaklaşık bir iki el genişliği kadar kolan gerisine darbe veya darbelerle yapılır.Çarpmanın uygulanması kısa ve net olmalıdır.Doğru ve etkili olabilmesi içinse,çarpmalarda önce baldırlar atın karnından olabildiğince az açılmalıdır.Topuklar ve mahmuz, baldırların etki kısmının desteklenmesinden sonra devreye girer.

            Ani sert çarpmalara hazırlık için, baldırları, hatta dizleri çok açan biniciler göze çok çirkin görünür ve gülünç duruma düşerler.

            Kendini tutan ve etkiyi anlamasına karşın tepki göstermeyerek ileri gitmek istemeyen bir atı ileri atmak için uygulandığında, ani sert çarpmaların hiçbir sakıncası olmaz; ancak yararı olur. Bununla beraber, atın ileri hareketine engel varsa ve durduğu yerde bir ata bu şekilde ceza verilirse, durum aynı değildir; özellikle de çok tehlikelidir.

2A3 .ETKİLERİNE GÖRE BALDIR ÇEŞİTLERİ:

  1. Sürücü baldır: Atın ileri gitmesini sağlar.
  2. Bükücü baldır: Atın iç baldır çevresinde yay gibi bükülmesini sağlar.
  3. Sınırlayıcı(Tahdit edici) baldır: Atın sınırlanan yöndeki hareketten sapmasını önler.
  4. Yana sürücü baldır: Atın yana yürüyüş veya hareket etmesini sağlar.
  5. Atlama(Kavrama) baldırı: Atın istenilen anda engele kalkış yapmasını (atlamasını) sağlar.

                1.Sürücü Baldır:

            Sürücü baldır, adından da anlaşılacağı gibi, ileri gitmesi için atı etkiler. Baldır sürüşünü, kolanın üstünde ve atın yanlarında, sıkmalar veya çarpmalar şeklinde yapar. Bu sürüşün sertliği atın duyarlılığına bağlıdır, fakat hiçbir zaman normalden fazla olmamalıdır. İlk eğitimden başlayarak sürüş yavaş yavaş orta ve kısa sıkmaya dönüştürülür.

Birincisi: Ata güven verecek şekilde ve kararlı yapılmalıdır.

(1)Sürücü baldırının yapılma şekli: Temastaki baldırlar önden arkaya doğru biraz kapanarak sıkılır(basınç yapar)veya çarparak ileri etkiyi oluşturur.

Aynı anda bel aracıyla kaynaklar ve uyluklar geriden ileriye doğru etkiyi destekler. İleri sürüş için baldırların uygulanacağı yer, her zaman yaklaşık kolan üzeri veya hemen gerisidir. Yalnız bu yer atın duyarlılığına göre değişir ve vurdumduymaz olan atlarda daha geride olabilir. İleri sürücü baldır yana yürüyüş ve hareketlerde, ayrı ayrı ve çeşitli kuvvetlerde kullanılır.   

 2.Bükücü Baldır:

Kolanın biraz gerisinde kullanılan baldır ve topuk, bükücü etki yapar. Yeni binilmiş ve duran bir atta, baldır veya mahfuz atın karnında dik bir şekilde basınç yapacak olursa, at hedef olan yandaki karın kaslarını bükerek tepki gösterir. Ters yandaysa, karnını şişirerek bükülmeyi tamamlar. Eğer at hareketlerinde serbestse; bu bükülme bütün vücuda yayılacak; sağrı ve baş boyun ise, bükülüşün iki ucunu oluşturacaktır. Atın bu doğal bükülüşü, terbiyeyle denetim altına alınarak geliştirilmelidir. Dış baldırın yeri, omuz içeri hareketinde kolanın gerisi, yanaşmadaysa biraz daha gerisi olmalıdır. Ayrıca bilinmelidir ki, bükücü baldır, aynı zamanda ileri sürüşü de sağlanmalıdır.             

3.Sınırlayıcı(Tahdit edici)Baldır:

Atın arka ayakları temelde baldırlarla denetim altında alınır. Atın bükülmesi, belirli bir konuma getirilmesi veya istenmeyen yer değiştirilmelerinin önlenmesi, sınırlayıcı baldır aracıyla yapılır. Bu etkiyi elde etmek için; baldır, sınırlanmak istenen yanda ve kolan gerisinde, atın sağrısını tutar. Sağrının bir yana itilmesi gerekiyorsa veya bir yana kaçma önlenmek isteniyorsa, baldır kolan gerisinde kendini göstermelidir.

4. Yana Sürücü Baldır: Hem iç yanda hem de dış yanda yapılabilir. İç baldırın yana sürücü veya bükücü olarak kullanıldığı zamanki uygulanan yeri, kolan üzeri ya da bu yerin biraz gerisi olabilir. Her iki durumda da baldır hareket yönüne dik olarak ve atın en iyi itaat edeceği noktaya yapılmalıdır. Dış baldır ise fazla olmamak şartı ile iç baldırın biraz gerisidir.

5. Atlama (Kavrama) Baldırı: Belirli durumlarda örneğin atın engele kalkması için, uyarı ve yardımda bulunulması ve ata, binicinin amacını duraksamaksızın anlayabileceği özel bir etkinin yapılması gerekir. At kalkma hareketine başlarken ön ayağı ile yeri iter. Arka ayakların benzer hareketi sırasında da, her iki baldırla atın kuvvetli kavranması, yeri itmeyi daha kuvvetli yapmasına ve engel üstünde yay gibi açılmasına kolaylık sağlar.    

2B. AĞIRLIK UYARI VE YARDIMLARI

“ Ata uyma “ sanatı, bütün hareketler sırasında binicinin ağırlık merkezini, atın o andaki ağırlık merkezine uydurabilme yeteneğidir.

Binici ağırlığını sağa veya sola kaydırmayla at o ana kadar gittiği yönden, istenilen yöne doğru hareketini değiştirmeye uyarılmış olur. Bisiklette elleri serbest giden bir insanın hareketleriyle karşılaştırılırsa konu daha iyi anlaşılır.

At yana büküldüğünde binici ağırlık merkezini o yana taşır. Bunu yapabilmesi için inicinin eyere iyice girmesi gerekmektedir. Ağırlık yardımı yapılırken binici ağırlığını o şekilde kaydırmalıdır ki yaptığı hareketler dışarıdan fark edilmemelidir.

Ağırlığın at hareketlerine olan etkisi, bel ve oturuş yeri olan kaynaklarla iletilir. Bel, kaynaklar aracılığıyla etkileri uyluklara, dizlere, üzengilere ve dolayısıyla eyerden ata ulaştırır.

2C. DİZGİN UYARI VE YARDIMLARI

Biniciler genellikle ellerini aşırı derecede kullanırlar. At ile ilgili fikirleri sorulduğunda ise elleri ile hissettikleri direnmelerden bahsederler. Aslında bu direnmelerin sebebi başka uzuvlardaki sertlik ya da yanlış yerde bulunma gibi hatalardır.

Dizginler yürürken yön değiştirmelerde yani atı yeni bir yöne yöneltmeye yarar.  Dizginler aynı zamanda bükülüşü sağlar. Eller, tırnakları gözükecek şekilde koldan içeriye bükülmeli ve kol ile el dizginlerin devamı olmalıdır. Kolların üst kısmı binicinin vücuduna yakın olmalıdır. Dizginler atın en hassas yeri olan ağzına tesir etmektedir. Dizginlerin kötü kullanımı ata büyük acı verir ve bütün sistemini bozar.

İnsanlar ellerini çalıştırırken kullanılmaya alışık olduklarından, her acemi elleriyle ata hükmedebileceğine inanır ve az veya çok kuvvet sarfıyla atını yönetmeye veya ona bir şekil vermeye büyük önem verir. Bu arada, bozulan dengesini yeniden kazanabilmek için, rahatlıkla kullanabilecekleri bir araç olarak yine ellere başvurulur. Belki inanılmaz gibi gelecek ama birçok deneyimli biniciler de, istemedikleri ve farkında olmadan, bu hataya düşerler.

Dizginleri iletmede iki hareket yapılır: Çekme (alıkoyma) ve boşaltma (Koyverme). Çok uzun dizginde zararlıdır. Çünkü dizginin zayıf istinadı nedeniyle atın ağzıyla yeterli iletişim kurulamaz ve atın daha kolay rahatsız olmasına neden olur. Bunun sonunda da, dizgin etkileri için binici ellerini kamına çekince, oturuşunu ister istemez geri çekmiş olur. Dolayısıyla belin etkisi kaybolur.

             Ata etki edilirken, dizgin alıkoyucu unsur olarak sürüşe göre çok az etki yapar. Sürmek alıkoymanın çok daha üstündedir.

              Atın hareket gücü ve kendine olan güvenini geliştirmek binicinin ana görevidir. Acemi binicinin ellerine dizginler verilmeden önce, oturuş o ölçüde sağlam olmalı ki; denge bozulmadan, boğuşmadan ve eller büstün sallantılarına uymadan sakin tutabilsin. Ellere bağlı olarak yaylanmayacak uzuvlar: omuz, dirsek ve bilektir.

            Eğitimin, ilerlemesiyle binici, sakin bir yumruk için gerekli hissi devamlı geliştirmeli ve sonuçta her üç yürüyüş şeklinde de, bir kaşığın içinde yumurtayı tutabilecek duruma gelmelidir. Bu durumda eller binicinin kimliği olur. Çünkü bir binicinin oturuşu hakkında karar verebilmek için, yalnız ellerine bakmak yeterlidir. Her üç yürüyüş şeklinde de ellerini sakin tutabilen bir binici, elastiki bir binişe sahiptir ve eyere yapıştırabilir. Tersine, eğer daha atın hareketlerine uymayı öğrenmediyse, sakin olmayan ellerle atı düzeltmeye kalkması yanlış olur.

2C1. DİZGİN ETKİLERİNİN YAPILIŞI VE ÇEŞİTLERİ

  1. Açık Dizgin: Doğal bir etki yapar. Binici elini, başparmak yukarıda olacak şekilde, ileriye ve yana götürür. Bu şekilde ön kısım üzerine etki yaparak burun ucunu ve baş boynunu yana yöneltmiş olur. Açık dizgin yardımıyla birlikte iki baldırın ileri sürüşüyle at ilerleyerek döner.
  2. Doğru Dizgin: Aynı yana yapılan dizgin etkileridir. Yani dizginin aynı yandaki arka ayak ve kalça yönünde yaptığı etkilerdir. Omuzları doğrudan doğruya kalçalar doğrultusuna getirir. İleriden geriye ve aşağıdan yukarıya doğru hafifçe elin döndürülmesi ile yapılır, yani küçük parmaklar vücuda yaklaşır.
  3. Ters Dizgin
  4. Çapraz Dizgin
  5. Cidago Gerisine Çapraz Dizgin

2C2. DİZGİN ETKİLERİNE GÖRE ÇEŞİTLERİ

      Bütün sürüş şekillerinde, geçişlerde ve çeşitli çalışmalarda, her an atla istinatta olma isteği içinde olan binicilerin ata elleriyle etki etmek için, şu olanaklara sahiptirler:

  1. Koyverme
  2. Alıkoyma
  3. Sınırlama (Tahdit etme)
  4. Direnme (Pasif etki)
  5. Tutma
  6. Toplama
  7. Yana Döndürme

 

  1. Koyverme: Binici duruştan yürüyüşe, bir yürüyüş şeklinden daha hızlı bir diğerine geçerken veya istinadı daha iyi sağlamak için, dizginleri koyuverir. Yani, dizginleri atın araması ve baş boynun uzanması için, ileri uzatır. Koyverme de el, kol alt kısmından ve bilekten öyle döndürülür ki, serçe parmak atın ağzına doğru yaklaşır. Bu arada ne el yerini terk eder, ne de dizginler sarkarak atın ağzıyla olan istinat kaybolur.
  2. Alıkoyma: Binici tempoyu kısaltmak, atı bükmek ve ön ayakların yükünü azaltarak arka ayaklara daha fazla ağırlık bindirmek için, dizginleri alıkoyar. Bu etkide, yumruklar yerlerini terk etmeden vücuda o şekilde döndürülür ki, serçe parmaklar yukarı doğru kalkar. Alıkoyucu etki sınırlı, fakat asla sert bir çekiş değildir. Dizginleri çekmekle alıkoyma bitmez; ancak, eller normal konumlarına gelince alıkoyma tamamlanmış olur. Dolayısıyla çekme hareketi aralıklıdır ve binici çok çalışarak alıkoymayı el ve kol kaslarını sıkıp koy vererek yapabilecek beceriye erişmelidir. Böylece, bütün etki dışarıdan görünmez hareketlerle yapılır.
  3. Yarım Alıkoyma: Yarım alıkoyma atın içinde bulunduğu herhangi bir yürüyüş kararını kısıtlayan veya kararı daha aşağı yürüyüşe getiren etkilerdir. Örneğin, orta kararlı dörtnal veya süratliyle giden bir ata, doğru uygulanacak bir yarım alıkoyma, temposunu bozmadan ve ileri gidiciliğini yitirmeden, toplu dörtnal veya süratliye geçirilmesi için yapılan etkidir. Yarım alıkoymada, bel gerilerek her iki baldır eşit sıkılır ve yürüyüş yönünde, elin pasif etkilerine at sürülür; ileri hareketteyse, dizginler koy verilir aradaki fark budur.
  4. Tam Alıkoyma: Atı, içinde bulunduğu herhangi bir yürüyüşten duruşa (hareketsizliğe) geçiren bir etkidir. Bu arada yumruklar pasif kalmayarak, durdurucu rol alacaktır. Alıkoymaya tepki vermeyen atlarda uzun süre dizginlere asılmak sonuç vermeyecektir. Bunun yerine kısa aralıklarla tepki gelene kadar tekrarlanmalıdır. Alıkoyma yapılırken sadece dizginler çekilmemeli büst geriye alınmalı ve bel gerilmelidir. At, dört ayağı üzerinde ve sakin olarak durur durmaz, boynunu ileri doğru uzatmak istedikçe parmaklar gevşetilir ve atın çekişine uygun dizgin uzanmasına izin vererek ödüllendirilir.
  5. Sınırlayıcı (tahdit edici) dizgin: Binicinin, atın bükülü durumunu veya bir hareketi yeterliliğini belirlemek için yaptığı etkilerdir. Tek yanlı süren baldıra karşı diğer yanda sınırlayıcı baldır olduğu gibi, tek yanlı koy veren veya alıkoyan dizginin karşısında da, sınırlayıcı dizgin vardır. Buna, elde edilen istinadı korumaktan başka bir şey olmayan “pasif dizgin” de denir. Örneğin; dönüşlerde dış dizgin sınırlayıcı olmazsa, atın omzu dışarı çıkar.  Dolayısıyla tek yanlı sınırlayıcı dizgin, atın baş boynun yana dönüşlerini sınırlar. Bu dizginin amacı, atın omuz veya göğsüyle kendi kendine alıkoyma etkisini elde etmesine yardım etmektir.
  6. Pasif Dizgin: Pasif dizgin, binicinin her hangi bir çekme veya koy verme hareketi olmaksızın, ellerin etkili kullanılmasıdır. İstinadı bozacak herhangi bir olaya karşı bulunulan durumu korumaktadır. Ellerle pasif dizginin uygulanması, genelde atın binici elinden dizginleri almasına karşı kullanılır. At bu istenmeyen hareketi çok sık ve değişik yoğunluklarda yapabilir. Bu nedenle; binici atın davranışlarıyla uyumlu olarak direnme göstermeye her an hazır olmalıdır. Hareketteki gerekli gerginlik, omuz ve pazı kaslarının kasılması ile ellerde oluşan basınç ile oluşur. Gerginlik olabildiğince çok kısa ve binici tarafından attan herhangi bir kötü tepki hissedilmeden sona ermelidir. Atın direnmesini önlemede büyük etkisi olduğundan, hareketin koy verme kısmı hareketin en önemli bölümüdür.
  7. Sapma ve Çarpıklığa Karşı Dizgin: bu dizgin, bükülüş veren ve koy veren dizginlerin birleşimidir. Ellerin hareketi, koy verme hareketi ile birleşik olarak, binicinin vücudundan yanlara ve geriye hafif çekmelerden oluşur.
  8. Tutma: Binicinin ileri sürücü ve elastiki oturuşu ile duyarlı eline karşın, inatla dizgine direnerek giden ata, geçici olarak tutucu dizgin uygulanır. Eller daha fazla kapanarak dizginleri sabit tutarken, kuvveti gittikçe artan sürüşlerle direnmekten vazgeçinceye kadar at ileri harekete devam ettirilir. Başarıldığı an, binici hemen tutucu dizginden vazgeçer ve atı yeniden normal dizgine sürer.
  9. Toplayıcı Dizgin: Eller sınırlayıcı dizginde olduğu gibi, fakat aynı anda her iki eli birlikte kullanmalıdır. Ancak çok ileri düzeydeki at terbiyesi eğitimlerinde kullanılır.
  10. Yana Döndürücü Dizgin: Dönmek için, dönmek istenilen yöne, dizginin yalın şekilde çekilmesi gerekir. Bu etki, at istenilen kadar dönünceye kadar devam eder. Etkinin yapılışı atın duyarlılığına ve terbiye düzeyine göre değişir. Dönülecek yanın dizgini çekilirken diğer dizgin dönüş kadar koyvermelidir. At istenildiği kadar döner dönmez çekme veya koy verme etkilerine son verilmelidir.