32 Ders

32 Ders

RANDEVU AL
32 Ders

32 Ders


Hafta İçi : 27.000 TL - 24.000 TL

Hafta Sonu : 30.000 TL - 27.000 TL



Binicinin Denge, yumuşaklık, uyum ve hissetme yeteneklerini geliştirerek ata hükmetme safhasına geçmek. Bu aşama için aşağıdaki dersleri görmektedir.

1, Binicilikte Branşlar

Olimpik Branşlar

  • At Terbiyesi(Dresaj)
  • Engel atlama(Show jumping)
  • Üç Günlük Yarışma (Konkurkomple-3Days Event))

Olimpic olmayan Branşlar

  • Atlı Jimnastik(Voltej)
  • Atlı Dayanıklılık(Endurance)
  • Atlı Araba(Attelage-Driving)
  • Atlı Oyunlar
  • Pony Games

1. ATIN TANIMI

1A. AT HAKKINDA GENEL BİLGİLER.

Atın bilimsel adı Equus Caballus’tur. Çok eski çağlardan beri insanoğlu ile beraber yaşayan atın geçmişi günümüzden yaklaşık 55 milyon yıl öncesine dayanır. En eski şekli ile atın insanoğlundan 50 milyon yıl önce var olduğu kabul edilir

Atlar tek tırnaklıdır ve safra kesesi bulunmaz. İnsanlar gibi tek parçalı olan midelerinin hacmi 10-19 litredir. Günde ortalama 3-8 kg daneli yem ve 5-35 kg ot ve samandan oluşan gıdalar yerler. Atlar günde 20–40 litre su içerler. Günde 4-5 kez 4-10 lt. İdrar yaparlar. Atların erkeğinde 40, dişisinde 36 diş bulunur

Atın gebelik süresi 11 aydır.3–4 ay emzirirler. Atlar büyümelerini 4–5 yaşında tamamlar ve ortalama 25–30 yaşına kadar yaşarlar. Normal nabız sayısı 28–40 tır. Vücut ısısı 37,5–38,5 C dir.

Atların boyları cidago kemiğinden ölçülür. Boyu 1.48 m den az olan atlara “pony” denir.

Kulaklar:

Bir kulağını sesin yönünü belirlemek için kullanır. iki kulağını birden hislerini belirtmek için kullanır.

Kulakların öne doğru  eğilmesi, bakışından ve başını dik tutmasından atınızın size karşı güvende ve ilgili olduğunu anlayabilirsiniz. 

Kulakların arkaya doğru yatık, burun deliklerinin büyümesinden, atınızın kuşkulu ve size karşı güvensiz ve sinirli olduğunu anlayabilirsiniz. Yani kulaklar geriye doğru yatmışsa tehdit, saldırganlık ve kötülük belirtisidir.

Kulaklarını ileriye doğru uzattığı zaman; kendine güven, dikkat kararlılık belirtisidir. habercisidir.Çalışma sırasında geriye yatmış ise isteksizlik belirtisidir.

Dik kulaklar sürpriz, dikkat başlangıcıdır.

2.DIŞ GÖRÜNÜŞÜNE GÖRE ATIN BÖLÜMLERİ

(Atın ana bölümleri ve her ana bölümün detayları)

Atların bölümleri üç başlık altında incelenebilir. Bunlar: Baş, gövde ve bacaklardır.

2B. GÖVDENİN BÖLÜMLERİ

  • Boyun: Başı taşıyan ve atın yürüyüş dengesini sağlayan kısımdır.          
  • Cidago: Boyunla sırt arasında en yüksek noktadır.
  • Sırt: Cidagonun bitti yerden son kaburga kemiğine kadar olan bölgedir.
  • Bel: Boş böğürlerin üstünde sırt ile sağrı arasındaki kısımdır.
  • Sağrı: Kuyruk sokumu ile kuyruk kemiklerini ve leğen kemiğini içeren kısım
  • Kalçalar: Her iki yanda boş böğürlerin yaptığı çıkıntılardan oluşur.
  • Göğüs Ve Kürek Bölgesi: Boynun altında iki omuz arası kısımdır.
  • Koltuklar: Ön bacakların arasında bacaklar ile gövdenin birleştiği kısımdır
  • Kolan Yatağı: :Kolanın geçtiği bölgedir.
  • Kaburgalar:
  • Karın: Kolan yatağından sonra önden arkaya ve yana uzanan yuvarlak bölgedir.
  • Böğürler: Bel ve kalça ile çevrilmiş karın bölgesidir.
  • Apış Arası
  • Kuyruk

2C.BACAKLAR

  • Ön Bacaklar
  • Omuzlar
  • Kol
  • Kestaneler
  • Pazu
  • Dirsekler
  • Diz
  • Ön İncikler
  • Ön Topuklar
  • Bukağılıklar
  • Zıh(Taç)
  • Ön Tırnaklar

 

  • Arka Bacaklar
  • Uyluklar
  • Kaynaklar
  • Semane (Arka Diz Kapağı)
  • Hanep(Ökçeler)
  • Arka İncikler
  • Arka Bukağılıklar
  • Arka Topuklar
  • Arka Tırnak
  • Arka Zıh

2A.ATIN DONLARI(RENKLERİ)

 AT DONLARI

Atların renklerine DON denir. Don tay büyümesini tamamlayana kadar değişebilir. Büyüme çağının sonunda tüylerin rengi gerçek donu oluşturur.

Vücudu örten kıl  (tüy) çeşitleri

  1. Örtücü kıllar: bedeni kaplayan kısa ve ince kıllardır.
  2. Koruyucu kıllar: Yele, kakül, kuyruk ve topuk kıllarıdır.
  3. Duygu kılları: Uzun ve fırça gibi sert olan bu kıllar ağız çevresi ve burun deliklerinde bulunur. Dipleri dokunma sini uçarlıyla temastadır.
  4. İnce kıllar: Mevsimlere göre değişen koruyucu kıllardır.

Don Çeşitleri:

  1. Bir renkli donlar: beyaz- yağız- al-izabel
  2. İki renkli donlar:  doru- kula- kır- boz ( kurt kulası,sincabi)
  3. Üç renkli donlar: ahreç-kızıl-üveyik kır
  4. Müzdeviç (alaca) donlar: İki donun bölümler halinde bulunmasıyla oluşur. Bunlardan biri mutlaka beyazdır.

3.AT DONATIMI

YULAR: Genelde ahır ve merada veya binilmediği zaman atların yakalanması, bağlanması veya yedekte gezdirilmesi amacıyla kullanılır. Genelde deri, örme ip veya bezden yapılır.

 Bölümleri:

  1. Tepe kayışı
  2. Yanak kayışları
  3. Burunsallık
  4. Çene altı kayışı

BAŞLIK: Başlık atı yönetmek için kullanılan temel donatımdır. Şu parçalardan oluşur.

  1. Kantarma
  2. Dizgin kolları
  3. Burunsallık
  4. Tepe kayışı
  5. Yanak kayışları
  6. Çene altı kayışı
  7. Kantarma halkası
  8. Boğaz altı kayışı
  9. Alın kayışı (alınsalık)

EYER:  Binicinin ata oturması için deri, tahta ve demirden yapılmış teçhizata eyer denir. Parçaları;

1.Üzengi kayışı kilidi

2.Üzengi kayışı

3.Üzengi demiri

4.Üzengi demiri lastiği

5.Üst tepindirik

6.Orta hane

7.Arka hane

8.Gergi kayışı tepindiriği

9.Eyer yastığı

10.Gergi kayışları

11.Alt tepindirik

12. Kolon kayışı

13.Ön hane

 Eyerler kullanım maksatlarına göre üç çeşittir:

  1. •         At terbiyesi (Dresaj) eyeri: Atın sırtına sıkı irtibat halinde olup, üst tepidirikleri uzundur.
  2. •         Engel atlama eyeri: Oturak kısmı uzun, tepindirikleri öne uzantılı ve yastıklarla takviyelidir.
  3. •         Üç günlük yarışma eyeri: İki eyer tipi arasında kalan bir eyer olup, her iki maksatlı da kullanılabilir. Genç at ve binici eğitimi için en uygun eyer çeşididir.

           Eyerin ata uygun ölçüde olup olmadığının kontrolü için en uygun yöntem, eyeri haşe olmadan atın sırtına koymaktır. Eyerin en derin noktası eyerin oturak kısmının tam ortasına denk geliyorsa ve ön kaş, cidagoya temas etmeden rahat bir duruş sağlıyorsa eyer ata uygun demektir. Yanlış eyer kullanımı, atın sırtında, belinde ve cidagosunda yara bere ve ağrılara sebep olur.

4.ATA YAKLAŞMAK

Ahır içerisinde atlar dinlenme, uyuklama veya yemlemekle zaman geçirirler. Bu durumda bakıcı veya binicinin ata yaklaşması gerektiğinde ata öncelikle seslenmelidir.(adını söyleyerek, ohoo, oğlum, kızım vb.) Bu durumda at kımıldanarak, bakarak veya seslenerek karşılık verir ve davranışlarından,  gelmesini istekle beklediğini belli eder. Bazı atlar ayakta uyur bu yüzden seslenmeden yaklaşmak atı korkutabilir. Yine bazı atlar yem yerken kıskanç olurlar veya sakin bir ortam isterler rahatsız etmemek gerekebilir.

Ahır dışında da önden yaklaşmak en doğru şeklidir. Yaklaşma sakin, atı ürkütmeden ve korkutmadan yavaş davranışlarla konuşarak, ilk yaklaşılan uzun özellikle burun üstü ve boynu okşanarak olmalıdır. Ata her yaklaşma da hoşuna giden bir şeyler vermek (ot, arpa, havuç, üzüm vb) iyi niyeti gösterir.

5.AT BAKIMI (TIMAR)

5A.TIMARIN YARARLARI

  • Vücut kir, toz ve kepeklerden temizlenir,
  • Deri gözenekleri açılarak deri solunumu normale döndürülür,
  • Bedenin ısı düzeni sağlanır,
  • Tüyler parlaklık kazanır,
  • Vücuda masaj yapar ve kan dolaşımını kolaylaştırır,
  • Atın dayanıklılığını ve gücünü arttırır,
  • Deri ve kıllarda üreyen zararlı cisimleri önler.
  • Atla iletişim kurmanızı sağlar,
  • Çalışmadan önce ve sonra atınızda bir rahatsızlık veya yaralanma varsa anlamanızı sağlar.

5B.TIMAR YAPARKEN DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR

Ahırda yapılacaksa kapı ve pencereler hava akımı yapmayacak şekilde yapılmalıdır. İyi havalarda açık yerde tımar yapılmalıdır.

Zemin kaygan olmamalıdır. Atın düşmesine neden olabilir.

Vücudun herhangi bir bölgesinde irkilme, acıma, sıcaklık ve şişlik varsa hemen haber verilmelidir.

5C. TIMAR MALZEMELERİ:

  • Kıl Fırçası
  • Kaşağı
  • Gebre
  • Yele Fırçası
  • İki Adet Sünger
  • İki Adet Havlu
  • Maya Demiri
  • Tarak
  • Su Kovası
  • Ter Bıçağı

5D.TIMARIN YAPILIŞI:

  • Tımara atların solundan ve boynundan başlanır.
  • Önce yele fırçasıyla atın tüm vücudu tüy yatımının tersi yönünde sürülerek kirler kabartılır.
  • Bundan sonra kıl fırça sağ ele ve kaşağı sol ele alınarak boynun sol yanından başlanarak önce tüylerin yatış istikametinde sonra tersinde sonra tekrar yatım istikametinde sürülerek devam edilir.
  • Her işlemden sonra fırça kaşağıya sürülür.
  • Kaşağı beşinci altıncı kullanımdan sonra boksun dışında kenarı vurularak temizlenir ve devam edilir.
  • Kaşağı vücuda kesinlikle sürülmez.
  • Tüm vücut böyle fırçalandıktan sonra gebre ile yine atın sol yanından ve boynundan başlayarak tüylerin yatım yönünde vücuda sürülür. Bu tüylerin parlamasına ve kan dolaşımının arttırılmasına yardım eder.
  • Daha sonra ağız ve burun bölgesinde kullanılacak olan sünger ıslatılarak bu bölgeler temizlenir.
  •  Kuyruk altı ve apış arası için farklı bir sünger kullanılarak bu bölgeler temizlenir.
  • Daha sonra maya temizliğine geçilir. Eğer çamurluysa önce yıkanır. Sonra maya içini dolduran kirler maya demiri ile alınır.
  • Kâkül yele ve kuyruk bir yele fırçası ile fırçalanır.

5E. YELE VE KUYRUK BAKIMI

Kuyruk Bakım ve Yele Bakımı: kuyruklar haftada bir kez şampuan veya Arap sabunu ile yıkanmalıdır. Kışın yalnızca kuyruk kıllarının kuyruk kemiği ile birleştiği yere kadar yıkanır. Bakımsız kuyruk kaşınır. At  kuyruğunu her yere sürter ve burada kıllar dökülür ve hatta yaralar oluşur. Kuyruktaki kılsız yerlere Hindistan cevizi yağı sürülerek büyümesi sağlanır. Bedeninde dökülen kılların aynı renk çıkması için o bölgeye vazelin sürülmelidir.

Yele, kakül ve kuyruk devamlı uygun uzunlukta olmalıdır. Kakül en fazla kaş hizasında, yele 7-10 cm uzunluğunda, kuyruk ise hanep ekleminin 15 cm altında olacak şekilde kesilmelidir. Kesim itina ile keskin bir makas kullanılarak yapılmalı ve yandan bakıldığı zaman aykırı uzantılar kalmamalıdır.

Tüyler, atların çalışma durumlarına göre eyer kısmı, yüz, bukağılık tüyleri hariç kırpılabilir. Bu faaliyetle beraber, kaş kılları (elle koparılarak), alt çene sakal tüyleri de (elle koparılarak veya makine ile), kuyruk kökü tüyleri (kuyruk kökünden 10 cm aşağıya kadar makine ile kırpılarak) alınmalıdır. Kışın çalışmayan atların tüylerini kırpmamak gerekir.

Her tımar sonrası yele, kakül ve kuyruk sert yele ve kakül fırçası ile tel tel hale gelene kadar fırçalanır. İşlemin kolaylaşması için eller su ile ıslatılıp yele, kakül ve kuyruk sıvazlanır. Kuyruk tellerinin kopmaması için; kuyruk sol elle tomar halinde sıkıca kavranır ve sağ eldeki fırça sol elin altında kalan kısım fırçalanır.      

7.ATIN KAPATILMASI

7A. YULAR, BAŞLIK TAKMAK VE ÇIKARMAK:

Yular takmak için; Atınızın solunda durarak ve ani hareketler yapmadan,  atınızın burnunu burunsallıktan geçirin. Daha sonra atınızın kafasının üzerindeki tokayı fazla sıkmadan, ama çıkmasını engelleyecek kadar da sıkarak takın.

Yuları çıkartırken atın solunda durulmalı ve tepe kayışındaki toka sökülerek çıkarılmalıdır.

Başlık takmak için;

Başlığı takmadan önce, yuları kolye gibi atınızın boynuna asın. Böylece atınız hala bağlıymış gibi duracaktır. Şimdi atınızın soluna geçebilirsiniz.

Dizgin kayışlarının düzgün olup olmadığını kontrol edin. Boğaz altı kayışı ve burunsallığın tokaları açık olmalıdır. Başlığı sağ elinizde, dizginleri ise sol elinizde tutun. Daha sonra, başlığı atın boynunun yanına kaldırın ve baş tarafını sağ elinize aktarın. 

Kantarma demirini ise sol avucunuzun içine düzgünce yerleştirin. Atın ağzını açması için demiri dişlerine vurmayın. Parmaklarınızı dudaklarının arasından yandaki dişleri olmayan bölgeye sokun. Demir ağzının içine girince, atın kulaklarını alınsallık ve tepe kayışı arasından geçirin.

Burunsallık kayışını uçlarını da yanak kayışını altından geçirin.Kontrol edilmesi gerekenler:

-           atın kakülünü alınsallıktan kurtarın

-           kantarmanın doğru yerde durduğunu kontrol edin (ağızlık demiri atın dilinin üstünde olması gerekiyor)

Artık yalnızca burunsallığın çene altı kayışının ve boğaz altı kayışının tokalarını kapatmanız gerekiyor.

Başlık çıkartırken yine atın solunda durmalısınız. Önce çene altı kayışı ve boğaz altı kayışını çözmelisiniz .Daha sonra başlığı tepe kayışından tutarak yavaşça çıkarmalısınız.Çıkartırken kantarmanın atın ağzına vurmamasına dikkat edin.Son olarak da dizginleri atın kafasından geçirerek çıkarmalısınız.

Çeşitli burunsallıklar;

7B. EYERİN VURULMASI

Atınıza başlık takmadan önce ve atınız bağlıyken eyer kapatmalısınız. Ahırın içinde özgürce dolaşıyorsa hemen başlık veya yular takmalısınız.

Haşe Yerleştirmek;

 Haşe, atın cidago kemiğini ve sırtını eyerden doğabilecek sürtünmelerden korur. Çoğu zaman kalın olan haşeler, ayrıca atın terini alır. Haşenin temiz ve kuru olduğundan emin olunca,  eyerin ortasında bulunan oluğa doğru iterek iyice yerleştiriniz ki eyer kapandıktan sonra atın sırtı hava alsın ve sert kemiğine baskı yapmasın.

Eyer Kapatmak;

Öncelikle üzengi demirlerin kaldırılmış olduğundan emin olun ve kolanı eyerin üstüne alın. Eyeri solundan alın ve sol kolunuz üzerine koyun. Eyeri ön hanesi cidago üzerinde olacak şekilde atın sırtına koyun ve bir elinizle ön haneden, diğeri ile art haneden tutarak eyeri sırt çukuruna rahatça oturuncaya kadar arkaya doğru kaydırın.

Kolan Kayışını Takıp Sıkmak;

İlk önce, eyerin doğru konup konulmadığını kontrol edin. Kolanı düz olarak diğer yandan aşağı sarkıtın. Atınızın ön bacaklarına çarpmasını engellemek için kolan kayışını elinizde tutun. Eyerin dönmesini engellemek için kolan kayışını yeterince sıkmalısınız.

Eyer yerleştirilip kolanı sıkıldıktan sonra, haşeyi, eyerin yastığından hafifçe çekin. Dört parmağınız  kolan kayışından   geçebilecek sıkılıkta olmalıdır.

Artık atınız hazır. Üzengileri takmadan önce, kolan kayışını tekrar sıkmayı unutmayınız.

Eyer Almak;

Atınızı, ilk olarak yular ipiyle bağlamalısınız ve kolan kayışını çözmekle başlayabilirsiniz.

Öncelikle üzengi demirlerin kaldırılmış olduğundan emin olun. Kolan kayışını elinizde tutarak, sağ taraftan eyerin üstüne alın. Kolan kayışını tutmazsanız, atınızın ön bacaklarına çarpabilir.

Tekrar atınızın soluna geçerek, eyeri yükseğe kaldırarak ve sol kolunuzu eyerin altından geçirerek eyeri çıkarmalısınız. Daha sonra, haşeyi kuruması için çıkarmalısınız.

Koruyucu malzemelerin takılması: Başlık ve eyeri vurduktan sonra atınızı koruyacak olan malzemelerin takılması gerekir.

 Getr:

 Ayakların alt kısmında bulunan tendonları çarp ve yaralanmalara karşı  korumak amacıyla kullanılır ve yalnızca ön ayaklara takılır. Getrleri İlk olarak orta bölümü kapatılır, ardından alt bölüm ve üst taraftaki bölümle işlem tamamlanır.

Topukluklar:

Bu koruyucular, araka ayaklara takılır ve bukağılık bölgesini korumaya yarar. Topukluğu kapatmaya yarayan çıt çıtlı kısmı dışa gelecek şekilde takılır.

Tırnak lastiği:

Bu koruyucular, genelde ön ayaklara takılır ve tırnak üstünü yani zıh başını korumaya yarar.

Şimdi atınızı tam anlamıyla kapattınız ve binişe hazır hale getirdiniz.

8.ATA BİNMEK- İNMEK

8A. ATA BİNMEK:

Atımıza binmeden önce; başlık ve diğer donatımın ata, üzenginin bize uygun olup olmadığını kontrol etmemiz gerekir.

  • Atınıza binmeden önce atınızın dört ayağı üstünde ve hareketsiz durduğundan emin olun.
  • Daha sonra atın soluna geçerek dizginler atın yelesinin ortasında olacak şekilde sol el ile tutulur.(sağ dizgin sola göre daha kısa tutulur, atın biniciye doğru bir boyun hareketini önlemek için)
  • Dizginler sol elde iken atın omzu hizasında ve yüzünüz atın sağrısını gösterecek şekilde durmalısınız.  
  • Sağ el ile üzengi kayışını tutup sol ayağınızı üzengiye geçirin.
  • Sağ elinizle eyerin orta hanesinden tutun.
  • Sağ ayağınızdan da kuvvet alarak sol ayağınızın üzerine kalkın.      
  • Sağ ayağınızı atın sağrısına değdirmeden ve dizden kırmadan dik bir şekilde diğer yana geçirin.
  • En son olarak yumuşak bir şekilde eyere oturun ve üzengilerinizi takın ve dizginleri iki elinize alarak eşit uzunlukta tutun.

8B.YERE İNMEK:

  • İnmek için Dizginleri sol elde toplayın ve kısaltın (sağ sola göre daha kısa olmalıdır) ve atın yelesinin ortasından tutun.
  • Sağ ayağınızı üzengiden çıkarın ve sağ el ile eyerin ön hanesinden destek alın.
  • Sağ ayağınızı atın üzerinden aşırırken sol ayağınızı inmek için içeri çevrin.
  • Yüzünüz atın sağrısını gösterecek şekilde sağ ayağınız üzerine inin.
  • Sağ eliniz ile üzengiyi sol ayağınızdan çıkarın ve atınızı okşayın.

9.ATIN YÜRÜYÜŞ ŞEKİLLERİ

Yürüyüşler, atınızın veya pony’nizin yürüme hızı ve şeklidir. Atların yürüyüşleri doğal yürüyüşler ve yapay sonradan öğretilmiş yürüyüşler olmak üzere ikiye ayrılır.

Atların doğal yürüyüşleri; adeta, süratli, dörtnal, atlama ve geri yürüyüştür.

1A.Adeta

Adeta, en yavaş ve en az güç harcayarak hareket ettiği yürüyüş şeklidir. At dört ayağını da birbirinden bağımsız olarak kullanır. Böylece her ayak birbirinden ayrı hareket eder. Dört eşit zamanlı ve uçuş anı olmayan bir yürüyüş şeklidir. Adetanın hızı, bir at için saatte yaklaşık 6–7 km’dir.

1B.Süratli

Adım sırasının en düzenli ve tempolu olduğu yürüyüş şeklidir. Bu nedenle uzun mesafeleri kısa zamanda almak ve az enerji harcamak için en uygun yürüyüştür.

Süratli, orta hızda bir yürüyüştür. Süratlinin hızı bir at için saatte yaklaşık 14-15 km’dir.

Süratli simetrik ve iki eşit zamanlı bir yürüyüştür.

At veya pony, ön ve arka çapraz bir şekilde ilerler.

Sol ön, sağ arka aynı anda,

Sağ ön, sol arka aynı anda adım atar. Bu çapraz ayakların değişimi sırasında havada geçen bir kısa zaman olduğu için bu yürüyüş sıçramalı bir yürüyüştür.

1C.Dörtnal

Dörtnal, en hızlı yürüme şeklidir. Dörtnalın hızı, bir at için saatte yaklaşık 20-30 km’dir. Yarış atı saatte yaklaşık 60 km koşar.

Dörtnal, sarsıntılı, asimetrik ve üç zamanlı bir yürüyüştür. Ve ayakların ortada buluşmasıyla tamamlanır. Doğal olarak, atınız hangi yanda giderse, o ayak üzerinde dörtnala gider. Demek ki iki şekilde dörtnala gidebilir: Sağ ayakta dörtnal ve sol ayakta dörtnal.Sol ön ayak önde ise sol yan, sağ ayak önde ise sağ yan yapılan bir dörtnaldır.

10. MANEJ, MANEJ KURALLARI VE MANEJ HAREKETLERİ  

Manej; at ve atlının eğitim ve çalışmasının yapıldığı yerdir. Manejler kapalı veya açık manej olmak üzere iki çeşittir. Kapalı manejlerde at ve binicinin güvende çalışabilmesi için manej boyunca uzanan bir duvar vardır. Bu duvar yukarıdan aşağıya genişler bu şekilde atların duvara yakın gitmesi engellenmiş olur. Yerler çoğunlukla kum veya talaştan olur.

Açık manejler ise etrafı çitlerle çevrilmiş alanlardır. Zemini toprak veya kumdur.

Manejlerin ebatları genelde 20x40 veya 20x60 tır.

“A” ve “C” harfleri kısa yolların ortalarına konulur. “B” ve “E” harfleri uzun yolların ortalarındadırlar. . Manej merkezi aynı zamanda yedinci daire müracaat noktası olup X”  harfi ile gösterilir. Manej düzeni, binicilerin manej içerisinde birbirlerini engellemeden çalışmalarını sağlayacak biçimde olmalıdır. Bunun için her binici manej trafik kurallarını çok iyi bilmeli ve bu kurallara harfiyen uymalıdır.

Bu kurallar:

  1. Maneje girmeden önce veya manej kapısını açmadan önce, “ Kapıya dikkat ! ” diyerek manej içerisindekiler ikaz edilmeli ve “ Kapı serbest ! “ veya “Giriniz ! “ cevabı duyulmadan içeri girilmemeli veya kapı açılmamalıdır.
  2. Binme – inme veya donanım ayarlama vb. faaliyetler devamlı olarak daire merkezlerinde veya orta hatta (A – X – C) yapılmalıdır.
  3. Çalışmalarda atlar arasındaki güvenlik mesafesi ( en az 2.5 m ) devamlı korunmalıdır.

 

  1. Adeta yürüyüşler ve duruşlar yapan ve yapacak olan biniciler manej yollarını süratli ve dörtnal yapmakta olanlara terk etmelidirler. Bu çalışmalara geçiş için, süratli ile manej yolu uygun yerden terk edilmeli, sonrasında adetaya veya duruşa geçilmelidir.

 

  1. Dairede binenler manej yolundaki binicilere öncelik tanımalıdır. Manej yolunda çalışanlar dairede çalışanlara göre geçiş hakkı üstünlüğüne sahiptir.
  2. Sol yan çalışanlar, sağ yan çalışanlara göre sürekli manej yolunu öncelikli kullanma üstünlüğüne sahiptir.
  3. Yan değiştirmeyi tamamlayamadan veya henüz yan değiştirme bitiş noktasında iken, tam manejde hareket eden bir binici ile karşılaşanlar, geçiş hakkı üstünlüğünü manej yolundaki biniciye terk ederek, uygun yerde manej yoluna girerler.
  4. Çılbır çalışması, binicilik derslerinin (toplu çalışmalar) yapıldığı veya manejde 3 biniciden fazla binicinin çalıştığı zamanlarda yapılmamalıdır.

MANEJ HAREKETLERİ

  1. Tam manej
  2.  Yarım manej
  3. Tam manejde yan değiştirmek
  4. Yarım  manej yan değiştirmek
  5. Tulen yan değiştirmek

Tam manejde yan değiştirme; kısa yoldan uzun yola girerken, köşeye girdikten altı adım sora başlar ve diğer uzun yolun köşesine altı adım kala girilir ve kısa yola devam edilir.

Tuhlen yan değiştirme; kısa yolun ortasından diğer kısa yolun orta noktasına yapılır.

 Yarım manejde yan değiştirme; kısa yoldan uzun yola girerken, köşeye girmeden önce altı adım kala başlar ve köşeyi döndükten altı adım sonra diğer uzun yolun ortasına devam edilir.

Dairede yan değiştirme; daire içinde ‘S’ çizerek yan değiştirilir.

a Daire

 

b Daire değiştirme, dairede yan değiştirme

 

c Dairede yan değiştirme

13.AT DONATIMININ BAKIMI, AYARLARI VE ATA UYDURULMASI

Eyer, başlık ve diğer malzemelerin bakımı ayarlanması ve uygunluğu

Başlığın atınıza tam olup olmadığını anlamak için şu kontrolleri yapmalısınız:

  • Boğaz altı kayışından bir yumruk geçecek kadar boşluk var mı?
  • Çene altı kayışından iki parmak geçecek kadar boşluk var mı?
  • Kantarma halkası atın dudak yırtmaçlarında iki boğum oluşturmuş mu?

Eyerinizi kapattıktan sonra şunları kontrol edin;

  • Kolan kayışı, dört parmak geçecek kadar sıkımı?
  • Eyerin ön hanesi cidagodan üç parmak yukarda mı?
  • Haşe düzgün olarak yerleştirilmiş mi?
  • Kolan kayışı diğer taraftan düzgünce geliyor mu?

Getr ve topukların tokları dışarı bakmalı. Düşecek kadar gevşek olmamalı ve atı rahatsız edecek kadar sıkılmamalıdır. Önce ortadaki toka sonra üst ve alt tokalar iliklenmelidir.

donatımın bakımı; Deri olan malzemeler gliserinli eyer sabunu kullanarak haftada iki kez temizlenmelidir. Eyer sabunu köpüğü deriyi temizler ve yumuşak tutar. Bunun için ılık su kullanılmalıdır. Sünger iyice sıkıldıktan sonra köpüğe sürülür ve bütün donatım iyice temizlenir. Daha sonra havluyla kurulanmalıdır. Deri koruyucu olarak eyer yağı veya cilası kullanılır. Demir olan parçalar ise ıslak bir sünger ile silinip kurulanmalı ve atın sağlı için her binişten sonra ağızlık demiri yıkanmalıdır.

 

11.AHIR HİZMETLERİ

AHIR( BOKS):   Atların yaşadıkları yerlere denir. Etrafı kapalı en az 3x3x3 27m3 lük bir alandır. Atınızın Kaçmasını önlemek için kilidini sürekli kontrol etmelisiniz.

 Atlar bazen etrafı kapalı üstü açık veya kısmen kapalı padoklarda bırakılabilirler.

Burada atın her günkü durumunu tam olarak takip edemeye bilirsiniz. Çünkü birçok at ile birlikte bulunmaktadır.  Burada genellikle atların etrafı otla doludur ve yularsız olarak serbestçe hareket edebilirler.

ALTLIK: Ekonomik olduğu için bol döküntü samanı iyi bir altlıktır. Ava koşullarına ve boksun büyüklüğüne göre haftada bir veya iki kez altlık değiştirilir. Diğer günlerde yalnız ıslak kısımlar alınır. Kalın altlık dinlenmek için çok önemli olan yatmayı sağlar. Az altlık dolayısıyla dirseklerin  ve haneplerin beton zeminde  yaralanmasına neden olur. Akşamları gübreleri çıkarıp kenara tekrardan temiz saman eklenmelidir.

HAVALANDIRMA:  Hava akımı taze hava gereksinimini sağladığı için gereklidir. Kış aylarında ahır sıcak olmalıdır. (18 dereceden fazla değil) fakat asla nem olmamalıdır.

YALAK(yemlik): Yemliklerin atın yemi dışarı itmesini önleyecek ebatlarda olması gerekir(75x30x30). Ön ayak vurmasıyla kendini sakatlamasını önlemek için yerden 65 cm yükseklikte yapılmalıdır. Yem yerken aşağıya uzanma atın sırt kasları içinde iyidir.

11A.ATLARDA BESLENME VE GIDALAR

Atlar büyük cüsseli olmalarına rağmen küçük bir mideye sahiptir. Bu sebeple, gerekli enerjiyi sağlayabilmek için sık sık yeterli ölçüde beslenmelidirler. Küçük mideli oldukları için ani ve yüksek oranda beslenme neticesinde, atta ölüme kadar varabilecek çok ciddi sağlık sorunları oluşur.

Atlara verilen yem, yaş ve çalışma durumuna göre belirli oranlarda ve dengeli olmalıdır. Yemlerdeki temel gıdalar su, protein, karbonhidratlar, mineral ve vitaminlerdir.

Su: Su beden ısısını ayarlar, hazım ve gıdanın emilmesinde önemli rol oynar.Yazın 3-4 kışın 2 kez verilmesi uygundur. İçeride bırakılan atlara her yemden önce 3 öğün su verilir. Orta  irilikteki bir at günde 40 lt su içer.Suyu yemden 15-30 dakikada önce vermek uygun olur.

Atın sulanmasında genel kural:

ATIN İÇMEK İSTEDİĞİ KADAR SU VERİLMESİDİR.

Sulamada dikkat edilecek konu, sulama zamanıdır. Otomatik sulama yapılıyorsa, at su içme serbesti yetine sahip olduğu için sorun oluşmaz. Kova ile sulama yapılan yerlerde, 3 defa yemlemeden 1 – 2 saat sonra içebildiği kadar su verilmelidir. Çok soğuk havalarda, terli atlara su vermek sorun yaratabilir. Atın vücut ısısı normale dönene ve teri kuruyana kadar bol miktarda su verilmemelidir. Yazın ve çok sıcak havalarda, çalışmadan gelen atlara terli de olsa yarım kova miktarında su verilebilir. En güzeli bu işlemi atı yıkarken hortumla suyu ağzına tutmak şeklinde yapmak ve bir oyun havası yaratmaktır.

HASTA DAHİ OLSA ATIN SULAMASI KESİLMEMELİ VETERİNER HEKİM KONTROLÜNDE DEVAM EDİLMELİDİR !                      

Karbonhidratlar:

Enerji ve ısı verir. Tipik karbonhidratlı gıdalar; arpa, buğday kepeği, ot ve samandır.

Proteinler:

Canlıların büyüme, çalışma, doku onarımı ve yeni dokuların yapımı için gereklidir. Kas yapan ve toplayan maddelerdir.

Mineraller:

Mineral eksikliği sağlığı büyük ölçüde etkiler.

At için çok geçerli olan mineraller; Fosfor, magnezyum ve kalsiyumdur.

Vitaminler:

Vitaminler vücudun etkinliğini normal olarak yerine getirmesi için gerekli olan yapı taşlarıdır. Beslenmede,sindirmede,büyümede ve gelişmede rol alırlar.

   AT GIDALARI (YEMLERİ) :

-Yapay yemler                                    -Tuz

-Arpa                                                  - Epsam tuzu

  • Yulaf ı                                                  - Süt tabletleri ve süt
    -Mısır                                                    - Beslenme blokları  
  • Fasulye-Bezelye                             - Vitamin ve mineral tozlan
  • Keten tohumu                                  - Saman ve ot
  • Şeker kamışı
  • Melas
  • Buğday (şeker pekmezi)
  • Şalgam ve havuç

 

A. YAPAY (SUNİ) YEMLER :

Yapay yem çok kolaylık sağlayan bir besin maddesidir. Depolaması sorun çıkarmaz. iyi ve dengeli bir beslenme sağlar. Ambalaj üzerinde ne içerdiği yazılıdır. ayrıca tuz ve vitamini içerir. Yemesi kolay ve toz tutmaz.

B.YULAF:

Fazla verildiğinde bacaklarda şişlik yapabilir. Günde 5-6 kg geçmemelidir. Bazen atlara enerji olarak da verilebilir.

C.MISIR:

Genel olarak rengi altın sarısıdır. Sert ve temiz taneli olmalıdır. Mısır atlara ancak ezilerek verilmelidir.

D.FASULYE VE BEZELYE :

Fasulye son derece besleyicidir ancak, aşırı kalori verir. Çok az ve özellikle kışın verilmesi daha uygundur

Renk olarak yeşil elmalı ve diğer taneli tüm gıdalar gibi temiz kokmalıdır. Kuru olarak verilebilir.

E.KETEN TOHUMU:

Atların derileri için iyidir, aynı zamanda bağırsakları yumuşatma etkisi vardır. Genellikle kışın iyi bir gıdadır. Keten tohumu çeşitli şekillerde verilir. Çiğ olarak kesinlikle verilmez, çünkü ZEHİRLİDİR.

F.ŞEKER KAMIŞI; KÜSPESİ

Şeker kamışı küspesi, şeker kamışının bir yan ürünüdür. Nemli ve ıslak olmamalı, kuru bir yerde saklanmalıdır.

G.ŞALGAM, HAVUÇ ELMA VE PANCAR:

Bunlar normal gıdaya ek olarak verilecek özlü gıdalardır. Atların gereksinimi olan diğer vitamin ve mineralleri içerir. Kış aylarında verilmeleri uygundur. Havuç oldukça yüksek karbonhidrat içerir. Verilirken kesinlikle çok temiz olmalıdır. Çünkü, kum ve toprak arpalamaya neden olur. Temiz gıdalar, ince ve yuvarlak doğranarak verilmelidir. iri parçalar hayvanın boğazını tıkayarak boğulmasına neden olabilir. Günde normal 1 kg. kadar verilir.

H.TUZ:

Atın her yemine norma! bir yemek kaşığı katılabilir.

Fabrikasyon yapılan yalama tuzları taş parçası şeklinde ve ek olarak magnezyum içerir. Kaya tuzu yem yalağına konulur veya bir duvara tutturulur. Böylece at gereksinim hissettiğinde tuzu yalayabilir.

I.BESLENME BLOKLARI:

Beslenme blokları protein, tahıl ürünleri, melas ve vitaminleri içerir, katı tabletlerdir. Atlar gerek yalayarak gerekse çiğneyerek yiyebilirler. Genellikle kışı dışarıda geçiren atlara verilir.

Hafif yemler: Kuru veya taze çayır otu bu sınıftadır. Temiz ve sağlam olduğu takdirde, atın istediği zamanda ve miktarda yemesinin bir mahsuru yoktur. Örneğin at, bu yemleri yerken hemen çalışmaya alınabilir veya çalışmadan geldikten hemen sonra bu beslenme uygulanabilir.

Taneli ağır yemler:

Arpa, yulaf, baklagiller, hazır yemler (pelet) bu beslenme sınıfının besin maddeleridir. Bu besin maddelerinin atın midesi tarafından rahatça sindirilebilmesi için, ata zaman tanınmalıdır. BU YEMLER, AT ÇALIŞMAYA BAŞLAMADAN ÜÇ SAAT ÖNCE VE AT ÇALIŞMADAN GELDİKTEN ÜÇ SAAT SONRA TERİNİN KURUTULMASINI MÜTEAKİP VERİLMELİDİR !

12.ATLARDA SAĞLIK VE SANCI BELİRTİLERİ

12A. SAĞLIKLIKLI ATLARDA BELİRTİLER

Sağlıklı bir at dinlenirken; canlı, kılları parlak, boyun ve baş yüksek, kulakları dik, çevreyle ilgili,  gözler parlak ve yaşsız, ayakları üzerinde sağlam durur.

12.SAĞLIĞI BOZUK ATLARDA BELİRTİLER

1. Sancılar

  • Dinlenme sancısı: birçok binici atını bir gün dinlenir. Bu gün ata yeminin

tamamını vermek uygun olmaz. Bu da sindiririm sistemini bozar ve sancıya sebep olur

  • Sinirsel sancı: iyi kanlı bir at eğer kötü davranışlarla karşılaşırsa sindirim sistemi bozulacak sinirleri etkileyecek şekilde kolay heyecanlanır. Buda genelde sinir sancısına neden olur.
  • İdrar sancısı: Her binici atı kaşanma istediğinde ne yapması gerektiğini

iyi bilmelidir. Bu durumda atın durmasına izin verilmeli, kaşanırken üzengiler üzerine kalkmalı ve eyeri boşaltmalıdır. Eyer binici kaşanma isteğini anlamaz ve yürümeye devam ederse bu sancıya neden olur.

  • Yel yutma sancısı: Yelyutan veya yalak ısıran atlarda görülür. Özellikle deniz kenarında rüzgâra karşı hızlı ve uzun süre dörtnal yapmak yel yutmasına neden olabilir.
  • Kum sancısı: Bazı atlar arazide toprağı ön ayakları ile eşeleyerek yalama huyu edinirler. Buda sancıya neden olur. Kaya tuzu parçası olarak verilen mineral eksikliğinin genel bir belirtisidir.

2.Sıkıntı Veren Kötü Huylar

  • Altlık yeme: fazla kuru malzeme yediklerinden bunu sulandırabilmek için fazla su içmelerine neden olur bu durum böbrek için iyi değildir. Atı zayıf düşürür ve ayaklarının şişmesine neden olur.
  • Boks kapısına vurma
  • Tahta kemirme
  • Gübre yeme
  • Yel yutma
  • Boksun içinde yürüme veya sallanma

3. Tetanos: tetanostan dolayı ölümden ömrü boyunca atı koruyan üç aşı vardır. Bunlar erken yaşta yapılmalıdır.

4. Öksürme: sözlük anlamı olarak göbek bölgesindeki ağrıdır dört çeşittir.

5.Colic:

  • Gazla ilgili colic: bağırsakta gaz toplanmasıdır. Gaz çıkaramadığından toplanacak ve anormal şişlik oluşacaktır.
  • Engelleme türü colic: Herhangi bir maddenin bağırsak kıvrımlarını tıkması ve geçici olarak engel oluşturması sonucu oluşur.
  • Kıvrılma türü colic: bağırsağın kıvrılması ve ağrıya neden olmasıdır. En çok ölümle sonuçlanan türdür. Çok şiddetli ağrıya neden olur. Acıya dayanamayan at yuvarlanır. Nabız 120ye çıkar.
  • Bağırsak kurduna bağlı colic: İştahı iyidir ancak az su tüketirler.

6.AYAK VE TIRNAK BAKIMI – NAL VE NALLAMA

6A. AYAK VE TIRNAĞIN BÖLÜMLERİ

Ayakta dört kemik vardır;

  • Bukağılık kemiği
  • Taç kemiği
  • Ayak kemiği
  • 2 kayık kemiği.

Ayaktaki eklemler ise;

  • Topuk eklemi,
  • Taç eklemi,
  • Ayak eklemidir.

Tırnak yapı olarak çok katı, dirençli ve elastiktir.Görevi atın ayağını oluşturan tüm organları korumaktır.Tırnak üç ana bölümden oluşur.

  1. Kasnak
  2. Taban
  3. Maya (çatal)

Kasnak, yere basan bir atın tırnağının toprak üzerinde görünen en büyük izidir. Derinin sona erdiği yerden başlayıp eğik olarak yukarıdan aşağıya uzanır. Beyaz çizgi ile tabana bağlanır. Tabanın   rengi her zaman beyaz olmalıdır. Bir hastalık var ise sararır veya kızarır.Maya, tırnağın diğer parçalarından daha yumuşak ve lastik gibidir.

Tırnak atın yaşam süresince her tarafından ve ayda 8-10 mm uzar. Tabanda ise mayanın uzaması 3-4 mm dir. Taban ve çatalın gelişmesi 2-3 ayda olur.Tırnak nalsız daha çabuk uzar ayrıca çalışan atlarda tırnak uzaması çalışmayan atlara göre daha çabuk olur.

Sağlam tırnak şu özelikleri göstermelidir;

  • Kasnağın her tarafı düzdür, çukurluk veya kabarıklık göstermez,
  • Çatlaklar bulunmaz ve rengi parlaktır.
  • Ökçeler aynı hizada, aynı büyüklükte ve dolgun olmalıdır.
  • Tabanda kırmızı lekeler gözükmez
  • Tırnak ile ayağın birleştiği kıkırdak kısım(zıh) yumuşak ve esnek olmalıdır.

6B.AYAK VE TIRNAK BAKIMI

Ayak bakımı tımarın bir bölümü olarak düşünülmelidir.

Atın ayakları her zaman göz kontrolünden geçirilerek, olağan dışı bir durum olup olmadığı saptanmalıdır. Mıh çıkıntıları, tırnak çatlakları, nal kaymaları, nal çatlak veya kırıkları, nalın ilk çakıma göre kalınlık durumu (çok incelmiş ise çakım zamanı gelmiştir.), nal arasına girebilecek yabancı maddeler, yara ve bereler, şişlikler devamlı gözetim altında tutulmalıdır.

Gözle yapılan kontroller elle de yapılmalıdır. Tırnak koklanarak çürük kokusu olup olmadığı kontrol edilmelidir.

Binici atının ayaklarını devamlı temiz tutmalı, maya demiri ile atının ayaklarını devamlı temizlemelidir. Çalışmadan dönen atların tırnak çatal olukları ve tabanda bulunan çamur vs. maya demiri ile temizlenir. Bu yapılmaz ise çatal hava alamaz ve çürümeye başlar. Bunu engellemek için maya demiri ile tırnak içindeki yabancı maddeler alınmalı ve tırnak en az günde bir kez fırça veya süngerle ovarak temizlenmelidir. Tırnağı yıkarken ayağı ıslatmamaya dikkat edilmeli ıslanmış ise iyice kurutulmalıdır. Böyle yapılmaz ise su kıllar arasından süzülerek çatala gelir ve buranın çürümesine neden olur. Tırnaklar tamamen kuruduktan sonra tırnak yağı ile tırnak içi ve tırnak dış yüzeyi tüy bitim çizgisinin bir parmak altı hizasına kadar yağlanmalıdır.

Engel atlama ve arazi çalışmaları sonrasında tımar ve vücut bakımının tamamlanmasını müteakip ön ve arka ayakların incik kemiklerinin arkasında bulunan tendonlara soğuk ve sıcak masaj yapılmalıdır.

14. DOĞRU OTURUŞ

Oturuş sözcüğü çoğunlukla yanlış anlaşılır. Çünkü oturuş binicinin at üzerindeki konumu olmayıp, AT ÜZERİNDEKİ YUMUŞAKLIĞI, YALNIZ DENGEYLE EYERDE TUTUNMASI VE ATIN HAREKETİNE UYMASINI SAĞLAYAN BİR ARAÇTIR.

İnsan atın üzerinde değişik şekilde oturabilir ve başkalarına bakmakla çok şey öğrenebilir; fakat doğru oturuş için başka binicilerin görünüşünü taklide yönelecek durumları almak çok yanlıştır. Çünkü bu durum vücut sertliğini doğurur ve bu en kötü hatalardan biridir.

Atın her hareketine yumuşak, güven içerisinde, sakin ve sıkıntısız bir oturuşla hâkim olunacağı unutulmamalıdır.

Binicinin at üzerindeki oturuşu, duran veya hareket eden at üzerinde vücudun aldığı durumdur.  Rahat olmayan bir oturuş ata aktarılan sertliğe neden olur.

Binici dik, fakat kasları yumuşak ve esnek olarak, eyerin orta yerine ve kaynaklarının bütün genişliği ile dengede oturmalıdır. Eyerden denge yolu ile tutunmalı ve kendini zorlamadan atın hareketlerine uyabilmelidir. Büst zorlanmaksızın, fakat yinede sağlam ve sallantısız olarak, iki kaynak kemiği ile apışı üzerine bırakılmalıdır.

Eyerin ön hanesine aşırı şekilde yaklaşarak ve kısmen uyluklara dayandırılmış bir apış oturuşu çok hatalıdır. Dizlerin yukarıda tutulması nedeniyle aşırı ölçüde eyerin gerisine kaydırılmış iskemle oturuşu da hatalıdır.

1A.DOĞRU OTURUŞTA UZUVLARIN KONUMU

1. OTURUŞ KISMI

Oturuş yalnız binici dengesini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda çok değerli bir iletişim aracı olarak ağırlık uyarı ve yardımını iletir. Bu iletişim aracının etkili olabilmesi için, oturuşun eyerden ayrılmaksızın ve belirlenen yerde olması gerekir. Bozuk bir oturuş, yalnız çirkin görünmekle kalmaz, sağlamlığı olmadığı ve doğurduğu kötü alışkanlıklar nedeni ile tehlikeli olur.

İki kaynak kemiği dik olarak. Apış eyerin en çukur kısmında bulunarak ve iki uyluğun üst kısmıyla kaynak kemikleri destekleniyorsa oturuş doğru olur kaynak kemiklerinin dik hattan uzak olması durumunda oturuş hatalıdır 

2. ALT UZUVLAR

  1. Uyluk: Uylukların en iyi konumu, oturuş sabitiyetine zarar vermeyecek kadar eğik olabildiğinde geniş yüzeyleriyle zorlanmaksızın hafif aşağıya uzatılmış ve içeriye döndürülerek eyere yapışık durumlarıdır. Dik uyluklar biniciyi ön haneye atar. Yukarı kalkmış uyluklarsa ata etkili olmaz.               
  2. Diz: Diz yalnız uyluk ve baldırı birbirine bağlayan yaylı menteşe olmakla kalmaz uyarı ve yardımları yapmadan uyluk veya baldır gibi kullanılabilir bundan dolayı, dizin iç kısmı her an eyerle temasta kalmalıdır. Ancak, bu temas diz ucunun açılmasına neden olacak kadar fazla olursa yanlış olur uyluk, baldır ve ayakucunun alacakları doğrultuya önemli etki eder. Dizler eyerden açılma eyleminde olursa, yalnız çirkin görünmekle kalmaz aynı zamanda uylukların geniş yüzeylerini eyerden ayırır ve eyerle teması ayıran azalan uyluğun uyarı ve yardımı engellenir.

Diz olabildiğince aşağıya basılmış olmalıdır. Dizin yüksek durumu kalçaları yatay duruma getirir ve oturuşu geri atar. Diz önden eyer yastıklarıyla sınırlandırıldığından, yukarı kalkınca uyluk kendine ayrılan yere sığmayarak oturuşu geri iter.

  1. Baldır: Baldır, bacağın dizle topuk arasındaki bölümüdür. Baldır, ileri sürüş ve art kısma verilecek yana hareketler için binicinin başlıca iletişim aracıdır. Baldırın konumu biniciye hiçbir rahatsızlık ve güçlük vermeden doğal olmalıdır.
  2. Ayak: Topuk eklemi yumuşak olmalı ve ayağın serbest olarak her yöne hareket etmesine olanak vermelidir. Binici ayağının geniş kısmı üzerine, yani üzengilerin taban iç kısmına basınç yapabildiğinde, topuk ekleminin bükülüşüne en iyi şekilde ulaşmış olur.

3. BEL

Belin sertleşmeden ve doğal çukurluğunu koruyan yumuşaklığı, atın hareketlerinden doğan aksi darbeleri yok eder ve onları büste aktarmaz. Zorla çukurlaştırılan bel, kambur sırttan daha güzel olmadığı gibi, daha zararlı bile olabilir.

4. BÜST

Kalçalar üzerinde ve doğal diklikte olan büst, beli de içererek, ayakta durulduğu gibi gerginliğini korumalıdır. Bu diklik, verilecek uyarı ve yardımın şekline göre, devamlı olamaz. Binici her an öne, arkaya ve yana eğilebilme yeteneğine sahip olmalıdır.

5. OMUZLAR

Yumuşak, doğal konumuna göre düşük ve her ikisinin de aynı ölçüde geriye açılmış olmaları gerekir. Hafif geri alınmalı fakat yukarı çekilmemelidir. Ellerin sabitiyeti ve yumuşaklığı omuzların yumuşaklığına bağlıdır.

6. BAŞ

Baş omuzların içine gömülmeden, serbest kalkık ve çene hafif çekilmiş olmalıdır. Gözler bağımsız ve sabittir, yukarı ya da aşağı değil ileride seçilen bir noktaya bakmalıdırlar.

 7. ÜST UZUVLAR

  1. Kol: Doğal olarak büstün yanında, serbest sarkmalı ve hafif temasta olmalıdır.
  2. Dirsek: Yarım kapalı ve binicinin sırtından aşağıya doğru indirilecek dikey hattın gerisine geçmemelidir.
  3. Ön kol: Kalça ile hafif temasta ve dizginlerle kantarma demirinin halkasına kadar düz bir hat oluşturur.
  4. El: Vücudun ortasında ve cidağının bir el genişliği kadar üstünde dik olarak durur. Ellerin serçe parmakları, başparmaklara göre birbirine daha uzak durur. Başparmak hafif kıvrılmış ve tırnaklar havayı gösterir. Diğer parmakların ikinci boğumları karşı karşıya gelecek şekilde ve iki el arasında bir yumruk genişliği kadar açıklık bulunur.

En fazla rastlanan oturuş hataları şunlardır:

-  Omuzlar yüksek, el aşağı itilmiş ve dizler çok sıkı.

-  Dizler yukarı çekilmiş, topuklar yukarıda ve oturuş geri kaymış.

-  Bel aşırı çukur, baldırlar çok geride ve topuklar yukarıda.

-  Dizler ve uyluklar açık.

15. TEMEL UYARI VE YARDIMLAR

  1. Baldır (bacak aracıyla)
  2. Ağırlık (genelde bej ve oturuş yeri aracıyla)
  3. Dizgin (el aracıyla)

            Ağırlığın (bel ve oturuş yerinin) atın hareketlerine her zaman etkili olabilmesi, ellerin yumuşak ve sallantısız tutulabilmesi, her iki baldırın at karnıyla hafif fakat devamlı temasta kalabilmesi, yani tüm yukarda sayılan koşulların yerine getirilmesi, sağlam ve bağımsız oturuşun temelini oluşturur. Yine atın hareketlerini yaptıracak etkilerin doğru aktarılması için, uyarı ve yardım çeşidinin ve sınırının doğru saptanması gerekir.

2A. BALDIR UYARI VE YARDIMLARI

            Baldır uyarı ve yardımında, baldır deyince kalça eklemlerinden başlayarak ayak tabanında son bulan tüm bacak anlaşılmalıdır. Bazı binicilerin sandığı gibi yalnız dizin aşağısındaki kaslı bölüm değildir. Birçok binici diz ve uyluğun atta yalnız tutunmak için gerekli olduğuna inanarak başka işte kullanılacağını düşünmezler.

2A1.BALDIRIN GÖREVİ, KONUMU VE ETKİ ZAMANI:

Ana görevi, “atın motorunu” yani arka ayaklarını harekete geçirmektir. Normalde sağ baldır sağ arka ayağı, sol baldırsa sol arka ayağı etkiler. Baldırın konumu etkinin şeklini belirler. Kolana yaklaştıkça o yandaki arka ayağı etkiler. Baldırın konumu etkinin şeklini belirler. Kolana yaklaştıkça o yandaki arka ayağı o ölçüde ileri adım atmaya özendirir (ileri süren baldır). Kolan gerisine yapılırsa etkinin gücüne göre ya atın izni terk etmesini önler (sınırlayıcı baldır) veya izi terk etmesine neden olur (yana sürücü baldır).Yana sürücü baldır genelde sınırlayıcı baldır kadar geride durmaz, kolanın 2–3 parmak gerisi yeterlidir.

            Yerini ve konumunu değiştirmeden, baldır uyarı ve yardımları; temas, sıkma 8basınç) veya çarpmalar şeklinde etkili olurlar. Baldır aynı yandaki arka ayağı kalmadan önce, kalktığı anda ve havadayken etkileyebilir. İnsanın havada olan bir bacağına yapılacak uyarı, o bacağın ileri ve yana hareket ettirdiği, fakat vücudu etkilemediği deneyle görülebilir. Buna karşılık yere basarken bacağa yapılacak bir uyarı, tamamen etkisiz kalır. Ancak, atın vücudunun tümüyle etkilenmesi için; arka ayağın karın altına sürülmüş ve yere basarak yükü üzerine aldığında etkinin yapılması, yerdense alacağı güçle tüm vücudun harekete katılması, en doğru uyarı ve yardım şekildir.

            Aynı zamanda dizin iç yüzeyleri ata dönük olarak ve eyerle sıkı temasta, fakat yumuşak bir şekilde bulunmalıdır. Binicinin ayaklarının içe dönüklüğü ve sıkılığı, at üzerinde kendini güvenli hissedecek kadar olmalıdır.

            Binici bacağının her bölümü, ayrı ayrı kullanılabilecek şekilde eğitilmeli ve isteği dışında sertleşmemelidir. Örneğin; binici, eyere dizleriyle sıkıca yapışırsa, atın bu etkiye karşı duyarlılığı yok olur. Beraberinde baldır kasları da sertleşmiş olacağından, binicinin yumuşaklığı kalmaz.

            a. Baldırlar bazı durumlarda tutunma aracı olarak ta kullanılır. Örneğin atın şahlanması, yana kaçması, birden bire durması gibi, alışılmamış hareketlerde bu baldır kavrayışları binici dengesinin bozularak düşmesini önler.

    b. Diz: Diz gerçekten başlangıcını oluşturduğu baldır alt kısmının yardımına kuvvetle katılır. Yan bükülüşlerde ve iç baldırın uyarı ve yardımlarında dizin görevi özellikle çok önemlidir. Dizlerin, eyer yan köşeleri yönünde yaptıkları etki, atın omurgasını iç baldır çevresinde bükmeye zorlar. Dolayısıyla binicinin dizini eyerden açması bağışlanmaz bir hatadır.

    c.Baldır Alt Kısmı (Dizden aşağı):

            Dizden aşağı baldırın ata etkileri, normalde şişkin olan kaslı kısımla yapılır. Baldır etkilerine atın tepki göstermeyerek umursamadığı durumlarda, ister mahmuz takılı olsun isterse mahmuzsuz olsun, topuk tamamlayıcı bir destek aracı olarak katılır.

2A2. YAPIŞLARINA GÖRE BALDIR ÇEŞİTLERİ:

  1. Temas
  2. Sıkma (Basınç)
  3. Çarpma
  4. Ani sert çarpma

    1.Temas:

            Normal yerlerinde bulunan baldırların atla temasta tutulması durumudur. Atın hareketi ile birlikte yükü taşıyan arka ayak yanının şişmesi ve dolayısıyla karnının baldıra çarpmasıyla ileri hareket için sürüş etkisi yapar.

                2.sıkma:

            Terbiye edilmiş atlara binişte baldırların normal kullanış şekli sıkmadır. Sıkma; yumuşak ve yavaş yavaş olmalıdır. Bu şekilde yapılan baldır sıkmalarına at şaşırmadan tepki gösterir. Ancak, atında duyarlılığı yeteri ölçüde dikkate alınmalıdır.

            At başlangıçta sıkmalarla yeteri kadar etki altında alınmazsa; hafif çarpmalar, bu da yeteri gelmediğinde ani sert çarpmalar yapılır. Böylece karşılaştığı daha kuvvetli etkiler dolayısıyla at sıkmalara cevap verme gereğini kısa zamanda öğrenir.

                3.Çarpmalar:

            Kısa aralıklarla, kolanın az gerisine, darbeler şeklinde ve elastiki olarak yapılır. Çarpmaların en doğru şekli, kısa aralıklarla ve çift çarpmalardır. Gerektiğinde ise etki kuvveti artırılmalıdır.

            Çarpmaların bu şekilde uygulanması atı her zaman uyanık ve dikkatli bulundurur. Biniciye baldırların etkisini denetleme olanağı verir ve dolayısıyla baldırların ”geveze” olmasını önler.

                4.Ani Sert Çarpmalar:

            Amacı, baldır etkilerine karşı atın tepkisindeki duyarlılığı ve atın ileri gidiciliğini artırmak.

            Ani sert çarpmalar aynı zamanda binicinin at terbiyesi için kullandığı bir araçtır. Ani sert çarpmalar yaklaşık bir iki el genişliği kadar kolan gerisine darbe veya darbelerle yapılır.Çarpmanın uygulanması kısa ve net olmalıdır.Doğru ve etkili olabilmesi içinse,çarpmalarda önce baldırlar atın karnından olabildiğince az açılmalıdır.Topuklar ve mahmuz, baldırların etki kısmının desteklenmesinden sonra devreye girer.

            Ani sert çarpmalara hazırlık için, baldırları, hatta dizleri çok açan biniciler göze çok çirkin görünür ve gülünç duruma düşerler.

            Kendini tutan ve etkiyi anlamasına karşın tepki göstermeyerek ileri gitmek istemeyen bir atı ileri atmak için uygulandığında, ani sert çarpmaların hiçbir sakıncası olmaz; ancak yararı olur. Bununla beraber, atın ileri hareketine engel varsa ve durduğu yerde bir ata bu şekilde ceza verilirse, durum aynı değildir; özellikle de çok tehlikelidir.

2A3 .ETKİLERİNE GÖRE BALDIR ÇEŞİTLERİ:

  1. Sürücü baldır: Atın ileri gitmesini sağlar.
  2. Bükücü baldır: Atın iç baldır çevresinde yay gibi bükülmesini sağlar.
  3. Sınırlayıcı(Tahdit edici) baldır: Atın sınırlanan yöndeki hareketten sapmasını önler.
  4. Yana sürücü baldır: Atın yana yürüyüş veya hareket etmesini sağlar.
  5. Atlama(Kavrama) baldırı: Atın istenilen anda engele kalkış yapmasını (atlamasını) sağlar.

                1.Sürücü Baldır:

            Sürücü baldır, adından da anlaşılacağı gibi, ileri gitmesi için atı etkiler. Baldır sürüşünü, kolanın üstünde ve atın yanlarında, sıkmalar veya çarpmalar şeklinde yapar. Bu sürüşün sertliği atın duyarlılığına bağlıdır, fakat hiçbir zaman normalden fazla olmamalıdır. İlk eğitimden başlayarak sürüş yavaş yavaş orta ve kısa sıkmaya dönüştürülür.

Birincisi: Ata güven verecek şekilde ve kararlı yapılmalıdır.

(1)Sürücü baldırının yapılma şekli: Temastaki baldırlar önden arkaya doğru biraz kapanarak sıkılır(basınç yapar)veya çarparak ileri etkiyi oluşturur.

Aynı anda bel aracıyla kaynaklar ve uyluklar geriden ileriye doğru etkiyi destekler. İleri sürüş için baldırların uygulanacağı yer, her zaman yaklaşık kolan üzeri veya hemen gerisidir. Yalnız bu yer atın duyarlılığına göre değişir ve vurdumduymaz olan atlarda daha geride olabilir. İleri sürücü baldır yana yürüyüş ve hareketlerde, ayrı ayrı ve çeşitli kuvvetlerde kullanılır.   

 2.Bükücü Baldır:

Kolanın biraz gerisinde kullanılan baldır ve topuk, bükücü etki yapar. Yeni binilmiş ve duran bir atta, baldır veya mahfuz atın karnında dik bir şekilde basınç yapacak olursa, at hedef olan yandaki karın kaslarını bükerek tepki gösterir. Ters yandaysa, karnını şişirerek bükülmeyi tamamlar. Eğer at hareketlerinde serbestse; bu bükülme bütün vücuda yayılacak; sağrı ve baş boyun ise, bükülüşün iki ucunu oluşturacaktır. Atın bu doğal bükülüşü, terbiyeyle denetim altına alınarak geliştirilmelidir. Dış baldırın yeri, omuz içeri hareketinde kolanın gerisi, yanaşmadaysa biraz daha gerisi olmalıdır. Ayrıca bilinmelidir ki, bükücü baldır, aynı zamanda ileri sürüşü de sağlanmalıdır.             

3.Sınırlayıcı(Tahdit edici)Baldır:

Atın arka ayakları temelde baldırlarla denetim altında alınır. Atın bükülmesi, belirli bir konuma getirilmesi veya istenmeyen yer değiştirilmelerinin önlenmesi, sınırlayıcı baldır aracıyla yapılır. Bu etkiyi elde etmek için; baldır, sınırlanmak istenen yanda ve kolan gerisinde, atın sağrısını tutar. Sağrının bir yana itilmesi gerekiyorsa veya bir yana kaçma önlenmek isteniyorsa, baldır kolan gerisinde kendini göstermelidir.

4. Yana Sürücü Baldır: Hem iç yanda hem de dış yanda yapılabilir. İç baldırın yana sürücü veya bükücü olarak kullanıldığı zamanki uygulanan yeri, kolan üzeri ya da bu yerin biraz gerisi olabilir. Her iki durumda da baldır hareket yönüne dik olarak ve atın en iyi itaat edeceği noktaya yapılmalıdır. Dış baldır ise fazla olmamak şartı ile iç baldırın biraz gerisidir.

5. Atlama (Kavrama) Baldırı: Belirli durumlarda örneğin atın engele kalkması için, uyarı ve yardımda bulunulması ve ata, binicinin amacını duraksamaksızın anlayabileceği özel bir etkinin yapılması gerekir. At kalkma hareketine başlarken ön ayağı ile yeri iter. Arka ayakların benzer hareketi sırasında da, her iki baldırla atın kuvvetli kavranması, yeri itmeyi daha kuvvetli yapmasına ve engel üstünde yay gibi açılmasına kolaylık sağlar.    

2B. AĞIRLIK UYARI VE YARDIMLARI

“ Ata uyma “ sanatı, bütün hareketler sırasında binicinin ağırlık merkezini, atın o andaki ağırlık merkezine uydurabilme yeteneğidir.

Binici ağırlığını sağa veya sola kaydırmayla at o ana kadar gittiği yönden, istenilen yöne doğru hareketini değiştirmeye uyarılmış olur. Bisiklette elleri serbest giden bir insanın hareketleriyle karşılaştırılırsa konu daha iyi anlaşılır.

At yana büküldüğünde binici ağırlık merkezini o yana taşır. Bunu yapabilmesi için inicinin eyere iyice girmesi gerekmektedir. Ağırlık yardımı yapılırken binici ağırlığını o şekilde kaydırmalıdır ki yaptığı hareketler dışarıdan fark edilmemelidir.

Ağırlığın at hareketlerine olan etkisi, bel ve oturuş yeri olan kaynaklarla iletilir. Bel, kaynaklar aracılığıyla etkileri uyluklara, dizlere, üzengilere ve dolayısıyla eyerden ata ulaştırır.

2C. DİZGİN UYARI VE YARDIMLARI

Biniciler genellikle ellerini aşırı derecede kullanırlar. At ile ilgili fikirleri sorulduğunda ise elleri ile hissettikleri direnmelerden bahsederler. Aslında bu direnmelerin sebebi başka uzuvlardaki sertlik ya da yanlış yerde bulunma gibi hatalardır.

Dizginler yürürken yön değiştirmelerde yani atı yeni bir yöne yöneltmeye yarar.  Dizginler aynı zamanda bükülüşü sağlar. Eller, tırnakları gözükecek şekilde koldan içeriye bükülmeli ve kol ile el dizginlerin devamı olmalıdır. Kolların üst kısmı binicinin vücuduna yakın olmalıdır. Dizginler atın en hassas yeri olan ağzına tesir etmektedir. Dizginlerin kötü kullanımı ata büyük acı verir ve bütün sistemini bozar.

İnsanlar ellerini çalıştırırken kullanılmaya alışık olduklarından, her acemi elleriyle ata hükmedebileceğine inanır ve az veya çok kuvvet sarfıyla atını yönetmeye veya ona bir şekil vermeye büyük önem verir. Bu arada, bozulan dengesini yeniden kazanabilmek için, rahatlıkla kullanabilecekleri bir araç olarak yine ellere başvurulur. Belki inanılmaz gibi gelecek ama birçok deneyimli biniciler de, istemedikleri ve farkında olmadan, bu hataya düşerler.

Dizginleri iletmede iki hareket yapılır: Çekme (alıkoyma) ve boşaltma (Koyverme). Çok uzun dizginde zararlıdır. Çünkü dizginin zayıf istinadı nedeniyle atın ağzıyla yeterli iletişim kurulamaz ve atın daha kolay rahatsız olmasına neden olur. Bunun sonunda da, dizgin etkileri için binici ellerini kamına çekince, oturuşunu ister istemez geri çekmiş olur. Dolayısıyla belin etkisi kaybolur.

             Ata etki edilirken, dizgin alıkoyucu unsur olarak sürüşe göre çok az etki yapar. Sürmek alıkoymanın çok daha üstündedir.

              Atın hareket gücü ve kendine olan güvenini geliştirmek binicinin ana görevidir. Acemi binicinin ellerine dizginler verilmeden önce, oturuş o ölçüde sağlam olmalı ki; denge bozulmadan, boğuşmadan ve eller büstün sallantılarına uymadan sakin tutabilsin. Ellere bağlı olarak yaylanmayacak uzuvlar: omuz, dirsek ve bilektir.

            Eğitimin, ilerlemesiyle binici, sakin bir yumruk için gerekli hissi devamlı geliştirmeli ve sonuçta her üç yürüyüş şeklinde de, bir kaşığın içinde yumurtayı tutabilecek duruma gelmelidir. Bu durumda eller binicinin kimliği olur. Çünkü bir binicinin oturuşu hakkında karar verebilmek için, yalnız ellerine bakmak yeterlidir. Her üç yürüyüş şeklinde de ellerini sakin tutabilen bir binici, elastiki bir binişe sahiptir ve eyere yapıştırabilir. Tersine, eğer daha atın hareketlerine uymayı öğrenmediyse, sakin olmayan ellerle atı düzeltmeye kalkması yanlış olur.

2C1. DİZGİN ETKİLERİNİN YAPILIŞI VE ÇEŞİTLERİ

  1. Açık Dizgin: Doğal bir etki yapar. Binici elini, başparmak yukarıda olacak şekilde, ileriye ve yana götürür. Bu şekilde ön kısım üzerine etki yaparak burun ucunu ve baş boynunu yana yöneltmiş olur. Açık dizgin yardımıyla birlikte iki baldırın ileri sürüşüyle at ilerleyerek döner.
  2. Doğru Dizgin: Aynı yana yapılan dizgin etkileridir. Yani dizginin aynı yandaki arka ayak ve kalça yönünde yaptığı etkilerdir. Omuzları doğrudan doğruya kalçalar doğrultusuna getirir. İleriden geriye ve aşağıdan yukarıya doğru hafifçe elin döndürülmesi ile yapılır, yani küçük parmaklar vücuda yaklaşır.
  3. Ters Dizgin
  4. Çapraz Dizgin
  5. Cidago Gerisine Çapraz Dizgin

2C2. DİZGİN ETKİLERİNE GÖRE ÇEŞİTLERİ

      Bütün sürüş şekillerinde, geçişlerde ve çeşitli çalışmalarda, her an atla istinatta olma isteği içinde olan binicilerin ata elleriyle etki etmek için, şu olanaklara sahiptirler:

  1. Koyverme
  2. Alıkoyma
  3. Sınırlama (Tahdit etme)
  4. Direnme (Pasif etki)
  5. Tutma
  6. Toplama
  7. Yana Döndürme

 

  1. Koyverme: Binici duruştan yürüyüşe, bir yürüyüş şeklinden daha hızlı bir diğerine geçerken veya istinadı daha iyi sağlamak için, dizginleri koyuverir. Yani, dizginleri atın araması ve baş boynun uzanması için, ileri uzatır. Koyverme de el, kol alt kısmından ve bilekten öyle döndürülür ki, serçe parmak atın ağzına doğru yaklaşır. Bu arada ne el yerini terk eder, ne de dizginler sarkarak atın ağzıyla olan istinat kaybolur.
  2. Alıkoyma: Binici tempoyu kısaltmak, atı bükmek ve ön ayakların yükünü azaltarak arka ayaklara daha fazla ağırlık bindirmek için, dizginleri alıkoyar. Bu etkide, yumruklar yerlerini terk etmeden vücuda o şekilde döndürülür ki, serçe parmaklar yukarı doğru kalkar. Alıkoyucu etki sınırlı, fakat asla sert bir çekiş değildir. Dizginleri çekmekle alıkoyma bitmez; ancak, eller normal konumlarına gelince alıkoyma tamamlanmış olur. Dolayısıyla çekme hareketi aralıklıdır ve binici çok çalışarak alıkoymayı el ve kol kaslarını sıkıp koy vererek yapabilecek beceriye erişmelidir. Böylece, bütün etki dışarıdan görünmez hareketlerle yapılır.
  3. Yarım Alıkoyma: Yarım alıkoyma atın içinde bulunduğu herhangi bir yürüyüş kararını kısıtlayan veya kararı daha aşağı yürüyüşe getiren etkilerdir. Örneğin, orta kararlı dörtnal veya süratliyle giden bir ata, doğru uygulanacak bir yarım alıkoyma, temposunu bozmadan ve ileri gidiciliğini yitirmeden, toplu dörtnal veya süratliye geçirilmesi için yapılan etkidir. Yarım alıkoymada, bel gerilerek her iki baldır eşit sıkılır ve yürüyüş yönünde, elin pasif etkilerine at sürülür; ileri hareketteyse, dizginler koy verilir aradaki fark budur.
  4. Tam Alıkoyma: Atı, içinde bulunduğu herhangi bir yürüyüşten duruşa (hareketsizliğe) geçiren bir etkidir. Bu arada yumruklar pasif kalmayarak, durdurucu rol alacaktır. Alıkoymaya tepki vermeyen atlarda uzun süre dizginlere asılmak sonuç vermeyecektir. Bunun yerine kısa aralıklarla tepki gelene kadar tekrarlanmalıdır. Alıkoyma yapılırken sadece dizginler çekilmemeli büst geriye alınmalı ve bel gerilmelidir. At, dört ayağı üzerinde ve sakin olarak durur durmaz, boynunu ileri doğru uzatmak istedikçe parmaklar gevşetilir ve atın çekişine uygun dizgin uzanmasına izin vererek ödüllendirilir.
  5. Sınırlayıcı (tahdit edici) dizgin: Binicinin, atın bükülü durumunu veya bir hareketi yeterliliğini belirlemek için yaptığı etkilerdir. Tek yanlı süren baldıra karşı diğer yanda sınırlayıcı baldır olduğu gibi, tek yanlı koy veren veya alıkoyan dizginin karşısında da, sınırlayıcı dizgin vardır. Buna, elde edilen istinadı korumaktan başka bir şey olmayan “pasif dizgin” de denir. Örneğin; dönüşlerde dış dizgin sınırlayıcı olmazsa, atın omzu dışarı çıkar.  Dolayısıyla tek yanlı sınırlayıcı dizgin, atın baş boynun yana dönüşlerini sınırlar. Bu dizginin amacı, atın omuz veya göğsüyle kendi kendine alıkoyma etkisini elde etmesine yardım etmektir.
  6. Pasif Dizgin: Pasif dizgin, binicinin her hangi bir çekme veya koy verme hareketi olmaksızın, ellerin etkili kullanılmasıdır. İstinadı bozacak herhangi bir olaya karşı bulunulan durumu korumaktadır. Ellerle pasif dizginin uygulanması, genelde atın binici elinden dizginleri almasına karşı kullanılır. At bu istenmeyen hareketi çok sık ve değişik yoğunluklarda yapabilir. Bu nedenle; binici atın davranışlarıyla uyumlu olarak direnme göstermeye her an hazır olmalıdır. Hareketteki gerekli gerginlik, omuz ve pazı kaslarının kasılması ile ellerde oluşan basınç ile oluşur. Gerginlik olabildiğince çok kısa ve binici tarafından attan herhangi bir kötü tepki hissedilmeden sona ermelidir. Atın direnmesini önlemede büyük etkisi olduğundan, hareketin koy verme kısmı hareketin en önemli bölümüdür.
  7. Sapma ve Çarpıklığa Karşı Dizgin: bu dizgin, bükülüş veren ve koy veren dizginlerin birleşimidir. Ellerin hareketi, koy verme hareketi ile birleşik olarak, binicinin vücudundan yanlara ve geriye hafif çekmelerden oluşur.
  8. Tutma: Binicinin ileri sürücü ve elastiki oturuşu ile duyarlı eline karşın, inatla dizgine direnerek giden ata, geçici olarak tutucu dizgin uygulanır. Eller daha fazla kapanarak dizginleri sabit tutarken, kuvveti gittikçe artan sürüşlerle direnmekten vazgeçinceye kadar at ileri harekete devam ettirilir. Başarıldığı an, binici hemen tutucu dizginden vazgeçer ve atı yeniden normal dizgine sürer.
  9. Toplayıcı Dizgin: Eller sınırlayıcı dizginde olduğu gibi, fakat aynı anda her iki eli birlikte kullanmalıdır. Ancak çok ileri düzeydeki at terbiyesi eğitimlerinde kullanılır.
  10. Yana Döndürücü Dizgin: Dönmek için, dönmek istenilen yöne, dizginin yalın şekilde çekilmesi gerekir. Bu etki, at istenilen kadar dönünceye kadar devam eder. Etkinin yapılışı atın duyarlılığına ve terbiye düzeyine göre değişir. Dönülecek yanın dizgini çekilirken diğer dizgin dönüş kadar koyvermelidir. At istenildiği kadar döner dönmez çekme veya koy verme etkilerine son verilmelidir.

 

16. YARDIMCI UYARI VE YARDIMLAR

Atın hoşlanacağı ve doğasına ters düşmeyen şeyleri arayıp bulma, hoşlanmayacağı şeylere girişmekten kaçınma şeklinde yapılan etkilerdir.

Dolayısıyla, at karşı koymadan, biniciye ve öğretmene büyük kolaylıklar sağlar. İlk anlaşmayı sağlamak için; atla beraber olma, dolaşma, yatıştırıcı ses tonuyla konuşma, şeker havuç vs. verme, ahır yönünde yürütme, usta bir atın önderliğinde hareket etme, ürkme ve korkmayı giderme, kamçı ve dil şaklatma, mahmuz kullanma vs. gibi yardımcı olarak nitelendirilen uyarı ve yardımlar kullanılır. Ayrıca, atın daire üzerinde çeşitli amaçlar için çalıştırılmasını sağlayan çılbır (lonj) ipi ve kamçısıyla serbest çalışma eğitim araçları ( kulvar ) iyi yardımcı araçlardır.

  • Kamçı: Genel olarak kamçı, bir uyarı ve yardımdır. Atın arka ayaklarının canlılığını arttırmak için kullanılır. Bu nedenle, kamçının özellikle çalışma esnasında binici uyluklarının hemen arkasına dokunacak kadar uzun olması gerekir.
  • Kamçı, atın en az duyarlı olduğu veya sertlik gösterdiği yandaki elde bulunur. Binici gerekli olduğunda diğer eline çabuk aktarabilmesi ve bu aktarma işlemini de atın ürkmesini engellemek için, kararlı ve açık hareketlerle yapmalıdır. En iyi yöntem, örneğin kamçıyı sağ elden sol ele aktarmak için, sağ başparmak atı gösterecek şekilde bilekten aşağı bükülürken kamçının topuzu başparmak ile birlikte aşağı gelir. Dik duruma gelen kamçı, sol elle sağ elin üzerinden tutarak kavrar ve sol yana geçirir. Normalde işkence değil destek aracı olarak görmeye çalışan at onu güvenle kabul edecektir.
  • Sürücü baldıra atın gerekli cevabı vermemesi durumunda; binici baldırının hemen arkasına ve baldır çarpması ile beraber kamçı ile hafif dokunur. Binicinin bu hafif dokunuşu veya duyarlılığına göre ve seri yapılışı üzerine, at baldır sıkmasıyla kamçıyı beraber algılar. Böylece, iki yinelemeden sonra, etkilerin arasındaki farkı ayıramaz. Yalnızca sıkma ve dokunmayı beraber hisseder, ikisini de baldıra bağlar.
  • Kamçı at üzerinde ani batma hissi yaratır ve sonuçta arka ayaklar çabuk bir hareketle gövdenin altına sürülür.
  • Atın omuzlarına ileri sürücü etki için kamçı kullanmak yanlıştır. Çünkü böyle bir etki, atın dikkatini saptıracağı gibi, ayrıca bir hız artışı sağlamaz.
  • Mahmuz: Mahmuz kullanmanın birinci nedeni, baldır hareketlerine karşı atın duyarlılığını arttırmaktır. İkincisi ise baldırın etkisini desteklemektir. Bir anlamda mahmuz kamçı yerine kullanılabilir.
  • Duyarlı olmayan, kaba veya sert atlara binişte, binici kuşku duymadan mahmuz kullanabilir; fakat asil, iyi beslenmiş ve özellikle kısraklara binerken mahmuz kullanmadan önce çok iyi düşünülmelidir. Çünkü tepkisi beklenenin tersine olabilir. İleri sürüldüğünde geri itme, şaha kalkma, çifte atma vs. atlarken mahmuz kullanmanın önemli iki kötü etkisi vardır. Birincisi, acı veren bir ani vuruş kaburgaların kaslarında ani irkilmeye neden olabilir ve sonuçta at şaşırabilir. İkincisi, deneyimsiz biniciler oturuşu baldırlara dayandırdıkları için, mahmuzlar atın yanlarında ağır hasarlara neden olabilir.
  • Mahmuzlar, yalnızca her zaman iyi bir baldır konumu olan biniciler tarafından kullanılmalıdır. Deneyimli biniciler bile hassas atlara mahmuzlu olarak binerken çok dikkatli olmalıdırlar. Genç atlara, at terbiyesi kamçısıyla çeşitli yardımlar öğretildikten sonra mahmuzla binilmelidir. Yalnız çok kısa bir dokunuş yeterli olmalı, devamlı ata temas eder durumda tutulmamalıdır. Mahmuzların devamlı veya belli belirsiz ve gereksizce kullanılması, atı öyle vurdumduymaz yapar ki, artık tepki göstermez. Mahmuz takan bazı biniciler kendilerini kaybeder ve devamlı kullanırlar.
  • Sert mahmuzların kullanımı tehlikeli ve insancıl değildir. Çünkü atın derisini kesebilir, özellikle atın kıllarının arasına girmesiyle sıkışan küçük çarklı mahmuzlar jilet kadar keskin olurlar.
  • Ses: Sesin binicilikte önemli yeri vardır. Çünkü binici konuşarak atın dikkatini çeker. Böylece, atın merakını çeken çevre koşullarından uzaklaştırır. Binicinin atla konuşurken ses tonu sıcak ve dostça bir ortam yaratmalı, ata güven ve koruma hissi vermelidir. Böylece, at kendine hiçbir zarar gelmeyeceğini hisseder ve her istenen hareketi hoş bir zaman geçirme olarak algılar. Bunun için, binicinin sesi sakin ve yumuşak olmalıdır. Eğer kaba ve sert olursa, atın zihninde karışıklık ve sinirlilik yaratır. Hoş bir ses, belirli şekilde atı etkiler ve istenilen hareketi yapmasına yardım eder. Binici bir hareketi yaparken hep aynı sözcüğü kullanırsa bu ses atın zihninde hareketi çağrıştırır. Hareketin yapılacağı duruma göre ses ayarlanmalı yavaşlatmak için kullanılan oho sözcüğü çok yumuşak bir ses tonu ile söylenmelidir. İleri gitmesi için ise dil şaklatılır. Fakat yalnızca ses tek başına ve daha ayrıntılı hareketleri anlatmak için yeteri kadar etkili olamaz, mekanik uyarılar ve yardımlarla birlikte kullanılmalıdır.
  • Ödül: Ata şöyle veya böyle çıkarlarını anımsatmanın çok büyük psikolojik değeri vardır. Bu anımsatmaya karşılık bol iş alınır. Bu nedenle, binici ata sevgisini göstermede cömert olmalıdır. Ata hareketleri yapma sırasında verilebilecek en iyi ödül dizgin ve oturuşla koy vermedir. İstenilen hareketin tamamlanmasından sonra, binici dizginleri gevşeterek ve sırtını boşaltarak atı ödüllendirir. Bu hareketler ata uzanma ve toplanma kaslarının esnekliğini arttırma ve kuvvetlendirme şansı verir. Atın boynuna, okşar gibi, yavaş yavaş vurmakta iyi bir ödüldür. Atın üzerinde olumlu bir etkisi olduğundan, bu yalnızca bir okşama değil, çabuk çabuk yapılan bu dokunmalar kas sisteminde hoşa giden ve sakinleştiren bir etki yapar. İşte bu vuruşların ödüllendirici etkisi olur. İyi bir çalışmadan sonra ata şeker, havuç vs gibi lezzetli yiyecekleri vermekte iyi bir ödüldür. Ayrıca arazide binerken atın bir parça ot yemesine izin verilebilir. En büyük ve en etkili ödül ise attan inmektir. Bunu akılda tutarak, günlük normal çalışma atın zoruna giden herhangi bir hareketle bitirilmeli ve iyi yapınca hemen inilmelidir.
  • Ceza: atı cezalandırma, binicinin en duyarlı hareket etmesi gereken sorunlardan biridir. Bu nedenle, büyük dikkat ve bilgi ile uygulanması gerekir. Cezadan önce direnmenin kaynağına çabuk karar vermeli ve bunu içgüdüsel korku veya doğru iletilemeyen etkilerden olup olmadığı iyi tespit edilmelidir. Cezanın tek haklı olarak verileceği durum binicinin atın kötü niyetinden emin olmasıdır. Attaki tüm direnmeler cezanın herhangi bir şeklinin kullanılması için yeterli neden değildir. Yenilenen bazı direnmelerde en iyi yöntem, deneyimli bir biniciye danışmaktır.
  • Bunda da başarısız olunursa belirtilerin tam bir irdelenmesini yapmak ve sakin bir eğitimle üstesinden gelmeye çalışmaktır. Bu önlemleri almada gecikmek doğru değildir. Çünkü direnen atın eğitimini geliştirmek çok zordur. Atı suçlamadan önce, binici dikkatli bir öz eleştiri yapmalıdır. Çünkü direnmelerin %90’ı binicinin kendi hatasından doğmaktadır. Cezalandırmanın temel aracı kamçıdır. Ceza, yalnızca atın yanlarına uygulanmalı ve hiçbir zaman sağrısına uzanmamalıdır. Başına kesinlikle vurmaktan kaçınılmalıdır. Böyle bir durum her binici için alçaltıcıdır.

17. BİNİŞTE DENGE – UYUM - YUMUŞAKLIK VE ESTETİK GÖRÜNÜM

4A. DENGE:

Binici atın üzerinde yumuşak kaslarla ve dengede kalmayı öğrenmelidir. Bu arada geniş ve derin bir oturuşla olabildiğince ve atın ağırlık merkezine yakın olmalıdır.  Süratli ve dörtnalda yapılan daireler, yumuşaklık ve dengeyi en iyi şekilde geliştirir. Kolları döndürme, gövdeyi kalçalardan sağa ve sola çevirme, bacakları açma ve döndürme gibi hareketler en doğal denge hareketleridir.

Her binici atın üzerinde doğru ve içgüdüsel olarak dengede kalabilmelidir. Çünkü tam anlamıyla dengede olan acemi binici ata güvenebilir, hareketlerine uyum sağlar, hissetme ve ağırlık yardımlarını yapma olanağı bulur.

Binici ata uymak için ağırlık merkezini atın ağırlık merkezine uydurmalı ve oturuş yerini üç nokta üzerinde tutmalıdır.

Baldırlar at ile gerekli teması sağlıyorsa, dönüşlerde iç baldır kolan üzerinde, dış baldır bir el genişliği kadar kolanın gerisinde bulunur ve artları yönetir.

4B. UYUM:

            Ata uyma ileri gitme isteğinden esinlenerek, binicinin atın hareketlerini yumuşak bir şekilde izlemesidir.  Binici, bütün isteğiyle ve kuvvetini kullanarak, atla beraber olmayı başarması gerekir.

            Genç binici yumuşak bir şekilde ve dengede durmayı öğrendikten sonra, atın hareketlerine uymayı da öğrenmelidir. Binici üç yürüyüş kararında da doğru oturuşu bozmamalıdır. Doğru oturuşun bozulması ya da başka bir ifade ile uzuvların doğru yerde olmaması hem ata uymayı engeller hem de binicinin kasılarak acı çekmesine sebep olur. Zorluklar süratli yürüyüşte attan gelen darbeler ile başlar. Yumuşaklığını kaybeden binici ata sarılmak için kendini sıkar, dizleri sıkınca topuklar yukarı kalkar ve bu biniş hem ona hem de ata acı verir. Ata tam anlamıyla uyabilmek için ellerin, oturuşun ve baldırların ata uyması gerekir.

4C. YUMUŞAKLIK:

            Yumuşaklık, değişik koşullarda atın hareketlerini kolaylaştıran binicinin niteliğidir. At içinse, binicinin isteklerine itaat etmede hazırlık ve istek ölçüsüdür. Yumuşaklık, binicinin zorlanmaksızın, kol ve eklemleri sertleştirmeden, atın üzerinde oturabilmesi demektir.

Binicinin sertlik belirtileri:

  1. Oturuşunda rahatsızlık hissetmesi
  2. Belirli bir şekil alma gereksinimi
  3. Ata yapışmadır.

Atın üzerinde beden eğitimi hareketleri yapmak binicinin sabitiyetini, güvenini, dengesini ve yumuşaklığını sağlar. Örneğin binicinin eyerde arkasına bakması, konuşması, bir şeyler yemesi ve çeşitli hareketler yapması kuşkusuz atla daha fazla uyuşmayı sağlar. Bunun için binici ata binmeden önce ve ata bindikten hemen sonra vücudunu esnetmeli ve yumuşamayı sağlayacak hareketler yapmalıdır. Diğer bir ata uymayı kolaylaştıran çalışma ise dalgalı arazide inişli ve çıkışlı çalışmalardır.

18. BİNİŞTE UYARI VE YARDIMLARIN MÜŞTEREK KULLANILMASI

Binicinin at üzerindeki pozisyonu ve uzuvların konumuna temel uyarı ve yardımların uygun bir şekilde eklenmesi ve bunların ihtiyaç duyulan oranlarda birleştirilmesidir. Temel uyarı ve yardımları müşterek uygulamayan biniciler atı durdurmak için atın ağzına asılma, dönmek için dizgini yana açma gibi kötü görüntüler vermektedirler.

Atı ile tempolu, doğru ve istekli bir şekilde ileriye doğru giden bir binicinin, atını alıkoyma yapmak suretiyle dengesini bozmadan, adım boylarını kısaltarak temposunu yavaşlatmak ve nihayette durdurmak istediğini düşünelim. Bunun için önce bir yarım alıkoyma sonra ise tam alıkoyma uygulanması gerekmektedir. Bu etkilerin doğru ve tam olarak uygulanabilmesi için temel uyarı ve yardımların yani dizginlerin, baldırların ve ağırlığın müşterek olarak yapması gereken etkiler vardır.

Bunları gerektiğinde ses, kamçı, mahmuz gibi yardımcı uyarı ve yardımlar ile takviye edilecektir.

  • Yumruklar ile asla geriye doğru çekmeden serçe parmaklar ile dizginleri sıkıp bırakmak, yetmedi ise tekrar sıkıp bırakmak suretiyle dizginlerin alıkoyucu etkisi,
  • İleri doğru gitmekte olan atın denge noktasında bulunan büstün hafifçe arkaya doğru kaydırılması suretiyle dengenin geriye doğru bozulmasını sağlayacak olan ağırlığın alıkoyucu etkisi
  • Dizgin ve ağırlık ile bu etkiler yapılırken baldırların ileri sürücü etkisi, hemen hemen tüm binici ve eğiticilerin göz ardı ettikleri husus olup, aynı zamanda alıkoymanın başarıya ulaşmasını sağlayan en önemli uyarı ve yardımdır. Baldırların bu harekete ileri sürücü etki ile katılmaları şarttır. Atın yapılacak bir hareket öncesi dikkatini çekmek, adım boylarını kısaltmak, yavaşlatmak veya durdurmak için yapılan alıkoyucu etkilerin yanında baldırlar ile atı ileri doğru sürme fikri başlangıçta çelişkili gibi görünebilir. Ancak baldırların ileri sürücü görevi sayesinde, karın altına daha çok giren art ayaklar, daha fazla yük alarak ağırlık merkezinin çok daha kolay geriye doğru aktarılmasını sağlayacağından, alıkoymanın başarısında gerçek etkiyi sağlayacağından, alıkoymanın başarısında esas etkiyi yaratacağı unutulmamalıdır. Bütün bunlara ilave olarak (ohoo, ohoo) şeklinde yapılacak ses yardımı natın itaat etmesine yardımcı olur.

Başka bir örnek ise dönüşlerde kullanılan yardımlardır.

  • Dönülecek tarafın dizgini ile vaziyet verilir ve diğer taraftaki dizgin ile dönüş sınırlanır yani tahdit edilir.
  • İç taraftaki baldır sürücü etki yaparken dış baldır atın sağrısını kontrol ederek dönüşü sınırlar.
  • Binicinin ağırlığı dönülecek tarafa doğru aktarılır.

Bütün bu yardımları yaparken dışarıdan fark edilmemesi binicinin ne kadar estetik bindiğinin bir göstergesidir.

19. ATLA İLETİŞİM KURMA VE HİSSETME

Binici uzuvlarının üzerinde doğru, doğal, yumuşak ve uyumlu olarak yerleştirilmesinin tek başına bir anlam ifade etmeyeceği, konumu ve fonksiyonlarının denge – uyum ve yumuşaklık unsurları dâhilinde at ile doğal ve doğru bir iletişim kurabilecek şekilde kullanımları ile önem kazanacağı daima göz önünde bulundurulmalıdır. Binicinin at ile iletişim kurmak için kullandığı araçlar ise uyarı ve yardımlardır. Uyarı ve yardım; binicinin attan istediği bir hareketi yapması için ona etki etmesi, binicinin etkisi sonrası atın yapacağı veya yapmakta olduğu hareketi kolaylaştırarak ona yardımcı olması olarak tanımlanabilecek birbirleri ile iç içe olan kavramlardır.

Atın kendisine nasıl davranıldığı, onunda binicisine karşı davranışını etkileyecektir. Şiddet, tereddüt veya sevgi karşılığını görecektir.

Eğer binici atının kendisine zorluk çıkarmadan itaat etmesini istiyorsa, eğitime önce kendisinden başlamalıdır.

Atın binici etkisini kabul etmesi ve gereğini iyice anlaması için, ata hükmedilmelidir. At binicinin isteklerine itaat etmeyi öğrendiği an, zor hareketlerle ya da değişik durumlarla karşılaşıldığında bile etkilere itaatli olacaktır.

Binici atını iyi gözlemlemeli, zayıf noktalarını bulmalı çeşitli önlemler alarak atıyla aynı dili konuşmaya başlamalıdır. Hükmetme için seçilen yöntem sırasında, atın zihninde itaat etme isteğiyle direnme içgüdüsü arasında sert bir çelişki oluşur. Bu binicinin yönlendirici etkisi altında ve atın kendi anlayışı ile hükmedildiğinin bir belirtisidir.

Kısaca;

  1. Yumuşaklık olmadan denge sağlanmaz.
  2. Dengesiz atın hareketine uyulmaz.
  3. Atın hareketlerine uyulmadan hissedilmez.
  4. Hissedilmeden ata etki edilmez.
  5. Atı etkileyemeden hükmedilmez...

Binici bütün dikkatini yapacağı hareketlerin yapılış şekillerine değil, hareketlerin yumuşaklığına vermeli ve doğal konumunda kalarak bu hareketleri sık sık değiştirmelidir. Atın yumuşaklığını arttırmak ve onu korumak için binici daima onunla konuşmalıdır. Bu şekilde atın dikkati çekilerek üzerindeki denetim arttırılır.

20 BİNİŞTE DOĞRULUK-İLERİ GİDİCİLİK VE SÜKUNET

7A.DOĞRULUK

İleri gidicilik: atımızın ileri sürücü yardımlara verdiği karşılıktır. Hızı ne olursa olsun ileri gitmeye istekli olmalıdır. Birçok at ileri gidicilikten yoksundur. Bunun nedeni ağrı veya yapabileceğinden fazlasının istenmesidir. Binicinin görevi ata ne yapabileceğini göstermektir. Bunu gösterirken de her çalışmada biraz daha fazla istemelidir.

Doğruluk; Atın her iki yanda da adımlarının ve vaziyetinin eşit olarak gelişmesidir. İlk bakışta mantıklı gibi görünmese de atınızı doğru tutmaktansa onu bükmeniz (her iki tarafa da) doğruluğu sağlamanıza yardımcı olacaktır ama doğruluğun sağlanmasında en iyi çalışma daire çalışmasıdır. Doğruluğu sağlanmış bir at dairede her zaman vaziyetini korur ve artla ön ayakları takip eder.

Bu bağlamda sükûnet ve ileri gidiciliğin temelini anlamak kolaydır. Şu unutulmamalıdır ki binici asla ata yapabileceğinin üstünde yüklenmemelidir. Çünkü atınız sizin yaptıklarınızı sürekli yargılar ve cevap verir. Örneğin yavaş, düzenli çalışmaya başlamanızın atınızın sükûnetini geliştirdiğini görüyorsunuz ama bunun yanında onu ileri gidiciliğin dışında bir düşünceye sevk ettiğinizde farkındaysanız ileri sürün!

Atınızı iki yanda sürekli çalıştırmak, vaziyet vermek doğruluğu geliştirilebilir. Daireler, yan değiştirmeler ve omuz içeri egzersizleri doğruluğun sağlanmasında faydalı olacaktır.

Binicinin kendi kendini eğitmesinden önce iyi terbiye edilmiş ve itaatkâr bir atla deneyim kazanması arzulanır. Böyle çalışan at binici atın hareketlerindeki yumuşaklık hissini en iyi şekilde anlayabilir. Ata vazifeyi öğretmek için, yılankavi binmek çok etkili olarak kullanılabilir.

Bu çalışma atın düzenlenmesini öğretme ve çalışma için en iyi imkânları verir. Sağ yan dairede binin ve esas çalışmaya giriş olarak birçok yarım alıkoymalar yaparak bir binişi kullanın.

Dörtnalda ata daima dörtnal yanına doğru vaziyet verilmelidir. (ve dönüşte aynı zamanda bükülmelidir) yani sol yan binerken sol ön ayağı ileri gittiği bir dörtnalda ata sola doğru vaziyet verilmelidir.

            Bununla beraber, düzeltme işleminde belirli kısmı hareketler yürüyüş şeklini aksi istikametine adım bükülmesiyle vaziyet almasını isterler.

7B. İLERİ GİDİCİLİK

İleri gidicilik binicilik terimleri içerisinde özellikle acemi ve yetişmekte olan biniciler tarafından en çok yanlış anlaşılan, karıştırılan veya tam olarak anlaşılamayan kavramlardan birisidir. Oysaki at ve binici eğitimi için olmazsa olmaz kaidelerden birisidir.

Hangi branşta at biniyorsa binsin bir binici başarıya ulaşmak istiyorsa atı öncelikle doğru ve ileri gitmelidir.

İleri gidicilik bir atın; doğal olarak, binicinin uyarı ve yardımlarına ihtiyaç duymadan kendi isteği ile doğru, dengeli, sakın,  yumuşak ve canlı bir biçimde adım atması, hareket etmesidir.

Tanımın içeriğinden yola çıkarak temel olarak atın sahip olduğu ileri gıdıcılığın şu niteliklere sahip olması gerekir:

1.doğru

2.dengeli

3.sakin

4.yumuşak

5. Canlı

1.Doğruluk:

Atlar için doğru bir yürüyüş; iyi eğitilmiş bir atın arka ayakları, doğru yürürken tam olarak ön ayaklarının gittiği iz üzerinde olur.

2.Denge:

Daha önce bahsettiğimiz gibi atlarda var olan doğal denge ekseriyetten ön taraftadır yani omuz üstüdür. Oysaki binicilik sporlarında genellikle art kısım üzerinde denge tercih edilir. Süratli ile ilerleyen bir atı binici dörtnala kaldırmak istediğinde vücut ağırlığını arkaya aktararak atın omuzlarının hafiflemesini sağlar ve diğer yardımlarla beraber art ayakların taşıyıcı olmasını sağlayarak dörtnala başladığı andan itibaren dengenin artlar üzerinde olmasını ister. Dengeli bir at binicinin yardımlarına tepki olarak süratlideki dengesini muhafaza ederek dörtnala başlar.

İleri gidici bir at adım atışları ile beraber dengesini bozuyorsa bu arzu edilen bir durum değildir ve eğitim ile giderilmesi gerekir. Bu yüzden arzu edilen bir ileri gidiciliğe ulaşmak için atın adım atışlarında dengesini muhafaza etmesi yani dengeli adımlar atması zorunludur.

3.Sakin ( sukunetli ) :

Atın yürüyüş çeşitleri arasındaki geçişlerde      veya karar değişikliklerinde adım atışlarında ki düzeni ve kararlılığı korumasıdır. Aksi takdirde oluşacak acelecilik atın adım atma düzenini ve kararlılığını bozacağı için atın tüm hareketlerini bozacaktır.

4. Yumuşaklık:

Atın gövdesinin istenilen hareketleri kolaylıkla yapabileceği hale getirilmesidir.

5. Canlılık:

Canlılık atın hareketlerindeki isteklilik olarak kısaca açıklanabilir.

Kamçı dokunuşları istenen ileri gidicilikle uyumlu bir tempoda olmalıdır. Binici bu dokunuşlarla birlikte büyük bir kararlılıkla içtepiyi korumalı ve atın yavaşlamasına engel olmalıdır.

At birkaç denemeden sonra kendine zarar gelmediğini anlayacak ve ileri gidiciliğin korunmasi için gerekli olan sürüşe uygun olarak -yalnizca baldirlarla verildiğinde- ayni ölçüde itaat edecektir. Bu durumda kamçinin ceza olarak kullanimina son verilmelidir.

Atin ileri gidiciliğini devam ettirmesindeki bu itaati, değişik görünüşlü ve yabanci engelleri atlarken en belirgin şekilde görülecektir. Aksi taktirde engele yaklaşmayarak kaçacaktir.

7C. SUKÜNET

Soğukkanlı olmak ve sükûneti ortaya çıkabilecek her durumda muhafaza etmek tüm sporların ortak noktasıdır. Eğitim süresi içerisinde ve yarışma sırasında sporcuların birçok farklı olayla karşılaşacakları muhakkaktır. Eğitim sürecinde sporcunun öğrendiği bilgileri doğru şekilde uygulayabilmesi ve kabiliyetini geliştirebilmesi, yarışma sırasında ise uzun çalışma sürecinde edindiği bilgi ve kabiliyetleri doğru kullanarak emeğinin karşılığını almasının anahtarı, karşılaşacağı her durumda soğukkanlılığını muhafaza etmekten geçer.

Binicilik için önemli öğelerden biride, binicinin ussal olarak kendini kontrol edebilmesi, biniş sırasında net düşünebilmesi, zor koşullarda stresi kontrol edip, paniğe kapılmadan sorunların üstesinden gelebilmesidir.

Binicilik sporunu diğer spor dallarından ayıran en temel özelliği ikinci bir canlının da spora katılmasıdır. Burada unutulmaması gereken husus atlarında birer canlı olduğu ve aynen bizler gibi duyguları, hisleri, sevinçleri, üzüntüleri, sevgileri,  kızgınlıkları ve yaşamak için karşılanması gereken ihtiyaçlarının var olduğudur.

Dolayısıyla binicilikte başarının anahtarı binicinin sükûnetinden geçer. Binicinin sükûneti aynen atına da tesir edeceğinden burada atın sükûnetine çok fazla değinmeyeceğim. At sahibine göre kişner atasözü sanırım konunun özünü açıklıyor.

Konunun derinliğine girmeden önce genç binicilerin yanılgıya kapılmalarını önlemek için önemli bir hususu vurgulamakta fayda görüyorum. Sükûnet etkisiz biniş demek değildir ve bu iki kavram birbiri ile karıştırılmamalıdır. At üzerinde bulunulan her ortamda Etkisiz, tepkisiz, yetersiz, zayıf binişin sükûnetle uzaktan yakından alakası yoktur. Sükûnet doğru zamanda doğru yardımların doğru şekilde ata tatbik edilmesi için gerekli düşünce ve davranış dinginliğidir.

Örneklemek gerekirse isteklere itaat etmeyen bir atı cezalandırma esnasında da sükûnetin muhafaza edilmesi gerekir. Burada sükûnet kontrolü kaybetmeyi önler dolayısı ile atı doğru zamanda gerektiği kadar cezalandırmayı,  isteklere uyduğunda da ödüllendirebilmeyi sağlar.

Unutulmaması gerekir ki ata ceza verirken bile sinirlenmemeli tebessüm edilmeli ve akabinde bu olay hiç olmamış ve at bu itaatsizliği hiç göstermemiş gibi normal çalışmaya devam edilmelidir. Sinir sertliği açığa çıkarır, sertlik ise sükûneti ve çalışmanın veya yarışmanın tüm ahengini bozar.

Bir başka örnekse tempodur. Sükûnet çalışma maksadı için gereken temponun kaybı demek değildir. Genç biniciler antrenörlerin “sakin kal” uyarılarına tempoyu düşürerek cevap verirler oysa anlatılmak istenen tempoyu koru ama atını da rahatsız etmedir.

SÜKÛNETE ETKİ EDEN FAKTÖRLER

            Sporcuların sükûnetini bozabilen bazı etkiler aşağıdadır.

  1. Yüksek ve gürültülü sesler,
  2. Çevrede bulunan cisim ve olaylar,
  3. Stres,
    1. Binicinin yüklenme (yorgunluk) durumu,
    2. Heyecan,
  4. Bilgisizlik ve Yetersizlik.

21-22. BİNİCİNİN AT TERBİYESİ EĞİTİMİ(BAŞLANGIÇ)

At terbiyesinin amacı, atın fiziğinin ve yeteneğinin uyumlu olarak geliştirilmesidir. Sonuç olarak, bu, atı sakin ve yumuşak, hafif ve esnek yaparken aynı zamanda kendinden emin, ilgili ve istekli olmasını sağlayarak binici ile arasında mükemmel bir uyum oluşturur.

Bu özellikler şöyle sıralanabilir.

  1. Adımların  serbestliği ve düzenliliği
  2. Hareketlerin uyumu, hafifliği ve rahatlığı
  3. Önlerin hafiflemesi, artların kurulması ile canlı bir içtepi
  4. Herhangi bir sertlik ve direnç göstermeden kantarmanın kabulü

Böylece, at hareketleri sanki kendi isteği ile yapıyormuş izlenimi verir. Binicinin uyarı ve yardımlarına, uyumlu ve istekli bir şekilde karşılık verir, düz hatta yapılan herhangi bir harekette doğru tanzim edilmiş, daire üzerindeki hareketlerde de doğru bükülmüş olur.

Adetası düzenli, serbest ve zoraki değildir. Süratlisi serbest, yumuşak, düzenli canlı ve aktiftir. Dörtnalı toplu, hafif  ve mesafe alıcıdır. Artları hiç bir zaman hareketsiz ve uyuşuk değildir. Binicinin en ufak uyarı ve yardımını algılayarak, bu komutu yapmak üzere, vücudunun bütün  kısımlarına gerekli canlılık ve içtepiyi verir.

Eklemlerinin yumuşaklığı ve canlı içtepi ile karşı koymanın paralel etkisinden bağımsız, tereddütsüz ve istekli bir şekilde değişik uyarı ve yardımlara, itaat eder, fiziksel ve zihinsel olarak cevap verir.

At bütün çalışması boyunca ve duruşta, her zaman “dizginde” olmalıdır. Bir ata adımlarının topluluğu ve uzunluğu ve eğitim safhalarına göre boynunu az veya çok kaldırıp bükülüş aldığı zaman dizgindedir diyebiliriz. Kantarmayı hafif ve yumuşak bir temasla kabul etmeli ve bütün çalışma boyunca itaat etmelidir.

Baş kısmını dikeyin az ilerisinde olacak şekilde sabit durmalı, tepe noktası boynun en yüksek yerini  oluşturmalı ve biniciye  herhangi bir direnç göstermemelidir.

Ahenk denge, düzenlilik ve içtepiyle hareket ettiğinde ortaya çıkan uyumun sonucudur ve süratlide gösterilmelidir.

Ahenk farklı süratli kararlarında ve çalışmalarında  gösterilmelidir.

Ritim at terbiyesinde, atın bütün yürüyüş kararlarında koruduğu temel unsurdur.

İleriye Doğru En İyi Adım

Bacaklarınla bir işaret vereceğin zaman ağırlığını topuklarının üzerine vermeye çalış.

Eğer topukların yukarıda olursa, dokunuşların normalden öne ve dengesiz olabilecektir.

Daire Çevresinde

Kısa sürede düz bir çizgide gitmekten sıkılacaksın ve sıra dönme işlemine gelecek. Dönüş esnasında atın bedeni gittiği yönü gösterecek kadar eğimli olmalıdır. Ama asla bir muza benzememelidir. Eğer doğru dönüyorsan, atın arka ayakları, ön ayaklarının bıraktığı izlere basacaktır. Bunu kontrol etmek için dönüşten sonra inip bakabilirsin. Zaten hocan da saha dönüş esnasında nasıl olduğunu söyleyecektir. 

Dönüş Yardımları

  • Başını çevirerek gitmek istediğin yöne bak. Bu atın bir dönüş yapacağına dair uyaracaktır. Çünkü atın dengedeki değişimi hissedecektir.
  • Dönmek istediğin yöndeki dizgini hafifçe çek.
  • Diğer yöndeki dizgini atın dönüş hızını ve miktarını kontrol etmek için kullan.
  • İç taraftaki bacağın atın ileri gitmesini önlemek için eyer kayışının üstünde olsun.
  • Dış taraftaki bacağını kolan arkasına koyarak atın kalçalarının savrulmasını engelle. 

En İyi Dönüş İçin Dört İpucu

Dönüşünü planla. Keskin dönüşler yerine yumuşak kıvrımlı dönüşleri tercih et. Eyerde dik ve doğru oturarak atın dengede kalmasına yardım et.

Aşağıya bakma ve iç tarafa doğru eğilme.

Sabit bir ritimde kal. Atın dönmek için yavaşlamaya veya hızlanmaya ihtiyacı yoktur.

Dış tarafa kalan elinin atın kafasını döndürmesiyle beraber öne gitmesine izin ver ve ellerini dengede tut.

Dairede

Dönüşler iyi biniciliğin ince noktalarından biridir. Bazen atın başının ve kalçalarının dönüş esnasında tamamen farklı şeyler yaptığını gösterebilirsin. Eğer yanlış dönersen , bunu tekrar denemelisin. Okul çevresinde yön değiştirmek için yapacağın birkaç dönüşten sonra 20 metre çapında bir hayali daire üzerinde yürüyerek de dönüşünü geliştirebilirsin. Ne kadar çok pratik yaparsan, herhangi bir hatayı düzeltmek için vereceğin işaretler o kadar doğru olacaktır.

Nasıl Duracağım?

Eğer bu kadar dönüş çalışması başını döndürdüyse, duruşları uygulamanın, yürüyüşü yavaşlatıp atını durdurmanın zamanı gelmiş demektir.

Bunun için eyerde dik ve doğru oturarak bacaklarınla nazik bir basınç uygulaman gerekecek. Aynı esnada ellerinle de dizginleri hafifçe çekerek atın durmasını istediğini anlamasını sağlamalısın. Duruş pozisyonunu alır almaz ise işaretleri uygulamayı hemen bırakmalısın.

Teşekkür Et!

Dersin sonunda atına dizginler boşta olarak bir süre gezdirip rahatlaması ve kaslarını gevşetmesi için izin ver. Elinle boynuna hafifçe vurarak ona “Teşekkür Ederim” de. Ata ahırdaki yerine götürdükten sonra ona lezzetli bir şeyler vermek isteyebilirsin. İlk önce bunu hocana sor ve izin verince sakın abartma. Bir havuç veya elma atın belini de kalınlaştırmayacak sağlıklı bir teşekkür aracı olabilir. Grup dersinin başlangıcında hocan hepinizin 'belirgin işaretlerle' atlarınızı ısındırmanızı isteyebilir. Bu okul içinde birbirinize çarpmadan aynı bir sure dolaşmanız anlamına gelir. İşte bu esnada atına basit geçişler ve dönüşler yaptırarak işaretlerini hatırlamaya yardımcı olabilirsin.

Geçişler

Yürüyüş çeşidi ve karar değişiklikleri belirtilen noktada ve açık bir şekilde gösterilmelidir, kesinti olmadan, hatasız ve hemen yapılmalıdır. Yürüyüş kararının ahengi, yürüyüş kararı değiştiğinde veya at durduğu andaki şekliyle korunmalıdır. At sakin, ellere hafif kalmalı ve doğru pozisyonunu korumalıdır. Bu geçişleri yapabilmemiz için yarın alıkoymayı bilmeliyiz.

Yarım Alıkoyma

Yarım alıkoyma bacağımızla sürüşe devam ederken ve doğru oturuşu muhafaza ederken ağırlığımızı ve dizginleri müşterek kullanarak yaptığımız alıkoyucu bir etkidir.Yarım alıkoyma, dışardan güçlükle görünmeli, ve aynı anda binicinin elleri, baldırları ve oturuşuyla koordineli olmalı ve daha kısa veya daha uzun kararlara geçişlerde veya birden çok hareketin yapılmasından önce atı dengesini ve dikkatini artırmak amacıyla yapılır.

Duruş

Duruş, binicinin baldır ve oturuşunun artan hareketiyle, atı, devamlı artan alıkoyucu ve ardından koy verici bir ele doğru sürerek, atın ağırlığının art ayaklara kaymasıdır.

Duruşta, at dikkatli, artları sürülmüş, hareketsiz, doğru ve bütün ağırlığını dört ayağına dağıtarak her bir ayağı çift olarak görünmelidir. Boyun, yukarıda, tepe noktası en yüksek kısmı olacak şekilde dikeyin az ilerisinde durmalıdır. Dizginde ve binicinin elleri ile çok hafif bir istinadı koruyarak, kantarmayı sakin bir şekilde gevelemeli ve binicinin en ufak bir uyarısında harekete hazır olmalıdır.

Manej

Manej kenarlarına baktığında A, K, E, H, C, M, B ve F harfleriyle markalanmış olduğunu göreceksin. Hocanız bu harfleri binicilere yeni bir hareketi yapmasını istediği yeri anlatmak için kullanacaktır. Alanın tam ortasında ise hayali bir X harfi vardır. Şu cümleyi sürekli akımda tutarsan yerini bulmakta hiç zorlanmazsın: Acemi Küçük Erhan Heyecanlanınca Canı Midillisine Binip Fısıldardı

Daireler

Daireler 20, 15 veya 10 m çapında olabilir. 15 ve 20 metrelik daireler en kolaylardır ve genellikle A, B, E veya B, E, C arasında yapılırlar. 10 metrelik daireler daha zordur ve genellikle köşelerden birinde yapılır

Yan değiştirmek

Bu gittiğin yönü değiştirmek demektir ve bunu yapmanın en kolay yolu şöyledir:

  1. M noktasından K noktasına bir diagonal çiz
  2. Merkeze geldiğinde E' den B yönüne giden doğru üzerine gir.
  3. C' den A dogrultusuna doğru bir yönde değişimi

Sekiz şekli

Bu iki 20 metrelik dairenin birleştirilmesiyle oluşur. Göründüğünden daha zordur, çünkü tüm yönlerde dönüş ve değişim yapmanı gerektirir

Geri Yürüyüş

Geri yürüyüş, atın çapraz ayaklarını havaya kaldırıp geriye doğru yere bırakmasıyla yapılan bir harekettir. Ayaklar iyi kalkmalı ve art ayaklar aynı hatta kalmalıdır.

At geri yürüyüş sırasında duruştan önce olduğu gibi hareketsiz kalmasına rağmen, geri yürürken itaat etmeli, dizginde olmalı ve ileri gitme isteğini korumalıdır.

Hareketi aceleciliği ve belini çökertmesi, elleri geri çekme veya direnmesi, art ayaklarını hattın dışına çıkarması, art ayakların aktif olmaması veya dağılması ve ön ayakların sürünmesi ciddi hatalardır.

Yeri gelmişken iki izli hareketlerden bahsetmekte fayda vardır fakat bu seviyede genel bir izah ve en temel hareket olarak nitelendirebileceğimiz baldıra yumuşatmadan bahsetmek yeterlidir.

İki İzli Hareketler

Aşağıdaki hareketler arasında ayırım yapılması gerekmektedir.

  • Baldıra yumuşatma
  • Omuz içeri
  • Sağrı içeri
  • Sağrı dışarı
  • Yanaşma

İki izli hareketlerin amacı :

  1. Binicinin müşterek yaptığı uyarı ve yardımlara atın itaatini geliştirmek.
  2. Atın sağrı, sırt, boyun, tepe ve ağız eklemlerinin esnekliği ile birlikte artların yumuşamasını ve omuzlarının serbestliğini artırarak bütün vücudunu yumuşatmak.
  3. Atın yürüyüşlerinde ahengi geliştirmek ve uyum ve dengesini artırmak.

Baldıra Yumuşatma.

Atın, doğruya yakın, hareket ettiği yöne tepe noktasından hafif bir bükülüş alması dışında, göz ve burun ucu binici tarafından çok az görülür. İç ayaklar dış ayakların önüne çapraz hareket etmelidir.

Baldıra yumuşatma, toplu çalışmalara başlamadan önce atın çalışmasına dahil edilmelidir. Sonra daha ileri bir aşama olan omuz içeri ile beraber, atın yumuşatılmasında, hareketlerinin kolaylaşması, hafifliği, uyumu ve yürüyüş kararlarının düzenliliği, elastikiyeti ve serbestliği için çalışmalarda kullanılır.

Baldıra yumuşatma, mümkün olduğu kadar manejin uzun yoluna paralel hatta yapılmalı, bununla birlikte ön ayaklar art ayakların çok az ilerisinde olmalıdır. Baldıra yumuşatma hareket ettiği doğrultuya yaklaşık 35 derecelik açı ile duvar boyunca da yapılabilir.

Baldıra yumuşatma

Manej yolunda                       Hatta

 
   

İtaat / İçtepi

İtaat, sadece atın boyun eğmesinden çok, farklı hareketlerin uygulanmasında gösterdiği kolaylığı, uyumu, hafifliği ile bütün davranışlarındaki dikkat, istek ve güven ile oluşan bir kabullenmedir. İtaatin derecesi, atın kantarmayı, yumuşak boyun, hafif ve yumuşak bir temas veya binicinin ellerine hiçbir direnme göstermeden, kantarmanın ilerisinde veya gerisinde olmadan kabul etmesi ile ölçülür.

Binicinin Pozisyonu ve Yardımları

Bütün hareketler, binicinin, dışarıdan bakıldığında görülmeyecek yardımları ile olmalıdır. Dengesi iyi, baldırlar aşağı doğru uzanmış, ve sabit, kalça ve beli yumuşak, uyluk ve baldırları yerinde olmalıdır. Vücudun üst bölümü, rahat, serbest ve dik, eller aşağıda ve ata veya birbirine değmeden ve yakın, başparmak yukarda olmalıdır,dirsekler ve kollar vücuda yakın, uyarı ve yardımlarını ellerinden bağımsızca yapabilmeli, atın hareketlerini serbest ve düzenli bir şekilde izlemelidir. Bu, binici için  atını doğru ve düzgün eğitebilmek için mümkün olan tek pozisyondur.

Yalnızca el ve baldır yardımları değil, aynı zamanda oturuş ta at terbiyesinde büyük öneme sahiptir. Yalnızca, doğru zamanda, bel kaslarının nasıl kasıp gevşeteceğini anlayan binici, atına doğru olarak etki edebilir.

Vaziyet Verme ve Yanlamasına Bükme

Vaziyet, atın kafası ve boynu arasındaki tepe noktasını yanlamasına çevirmesi demektir. Bu anda alt çenenin yanak bölümünün alt kenarı boyna temas edecek kadar yanaşmalıdır. İyi yumuşatılmış atlarda yele hattı vaziyet verilen tarafa doğru büklüm yapar. Vaziyete atın omurgasının geri kalan kısmı katılmaz ve bu bölüm hareket istikametinde doğruluğunu korur.

Binici vaziyetli binerek, yanlamasına uyguladığı dizgin yardımlarına atın daha iyi itaat etmesini sağlar. İç yanın yumuşatılması ve dış yana doğru yumuşak bir dayanmanın sağlanması geliştirilir.

Vaziyet hangi yanda binilirse binilsin dışa doğru da verilebilir.

Ağırlık her iki kalçaya eşit olarak dağıtılır. Dış dizgin, iç dizginin kısaltıldığı kadar koyuverilir. Ama her halde irtibat korunmalıdır. Vaziyetin doğru verildiğinin ölçütü, binicinin atın vaziyet tarafındaki gözünü ve burun deliği kenarını kendi oturuş biçimini bozmadan hafifçe görebilmesidir.

Aşırı vaziyet verildiğinde, dış omza doğru bir yığılma ve yürüyüş bozuklukları hissedilir. Vaziyet değişikliklerinde (Örneğin: Yan değiştirmelerde) ise binici, sürücü yardımlar ile atı önce doğru hale getirir, sonrasında yine yardımlar ile yeni tarafa doğru vaziyet aldırır.

Vaziyet verirken yapılan en yaygın hata, iç dizginin çok sert tutulması veya çekilmesidir. Bu durumda at, boynunu kısaltarak vaziyet alacaktır ve iç art ayağını ileri ve karın altına süremeyecektir.

Dış dizgin vaziyetin sınırını yeteri kadar kontrol edemezse, at tepe noktasından çarpıklaşır. Bunun görüntüsü, kulakların aynı yatay hatta olmaması demektir (kulakların birisi aşağıda, birisi yukarıda). Bu durumda, binici atını doğrultmalı kuvvetli bir sürüşle atının dizginlere ileri ve aşağı doğru yaslanmasını sağlamalıdır. Sonrasında vaziyet yeniden denenmelidir.

Dış dizginin aşırı uzatılması, bir başka hatadır. Bu durumda genellikle iç dizgin fazlaca kısaltılmış demektir.

Bükülüş denilince ifade edilmek istenen ise, atın tepe noktasından kuyruk köküne kadar uzanan omurgasının yanlamasına bükülmesidir.

Bükülüşte atın gövdesi anatomik yapısının olanakları içerisinde bükülebilir. Tepe noktasından kuyruk köküne kadar olan tüm bölgenin aynı ölçüde bükülüş yapmasını beklemek, yanlıştır. Çünkü omurganın her bölümü aynı bükülüş yeteneğine sahip değildir. Atın boynu en fazla esnek olan bölgesidir ve bu yüzden bükülüşe en fazla boynu katılabilir. Buna karşın, göğüs bölgesi omurga hattı daha az esnek olduğundan bükülüşe daha az; sağrı bölgesi ise sert yapısı nedeniyle bükülüşe çok daha az katılabilir.

 
   

Bu nedenle binici atın bükülüşünü boyun merkezli değil, iç baldır merkezli yani iç baldır etrafında oluşmasını dikkate alarak gerçekleştirmelidir.

Bükülüş, atın güzel görünüşünün bozulmasına, yani atın dış ardını dışarıya atmasına veya doğruluğunu yitirmesine neden olmayacak sınırda sonlandırılmalıdır. Bu da ancak atın dış dizgine emin bir biçimde yaslanmasını iyice öğrenmesi ile sağlanabilir.

Köşe Geçişleri

Binici köşeye girmeden önce bir yarım alıkoyma yapar ve atına dönüş doğrultusuna göre iç yana vaziyet verir. Çapraz (diyagonal) yardımlar atın büklüme uygun bir bükülüşe geçmesini sağlar.

Binici adaylarının köşe geçişlerini iyi öğrenebilmeleri için, başlangıçta adeta ile çalışmaları çok uygundur. Atın ön ayaklarını aşırı düzeyde köşeye sokması engellenmelidir. Ayrıca her iki ayağın da köşeye fazlaca sokulmaya çalışılması, atın dış omzuna yüklenmesine, yani omuz çıkartmasına neden olur. At, köşeyi geniş dönmek isterse, iç ağırlık ve baldır yardımları daha kuvvetli uygulanarak engellenmelidir. Açık sahada veya çitsiz bir hatta köşe dönüşü yapılırken, atın omuz çıkartmasına karşı hazırlıklı olmak gerekir.

Tam manejde veya yarım manejde yan değiştirirken, iç baldır ve dış dizgin atın zamanından önce dönmesini engellemelidir. Dış omuz yan değiştirme noktasına ulaştığı anda binici dönüşe başlamalıdır. Çapraz hatlarda at sürücü yardımların çerçevesinde, doğru tanzim edilmiş olmalı ve her iki dizgine de eşit kuvvetle yaslanmalıdır. At, değişim noktasına ilk önce omuzları ile varmalıdır.

Dairede binişte ise, at daire büklümünde sürekli bir bükülüş almış durumda hareket etmelidir. Yukarıda da açıklandığı gibi, iç baldır sıkı bir biçimde kolan kayışı üzerinden iç art ayağın ileri basılmasını sağlar, bükülüşü devam ettirir ve atın daire merkezine doğru hareketine engel olur. Kolan kayışı gerisindeki sınırlayıcı dış baldır, sınırlayıcı dış dizgin ile birlikte atın daire dışına kaçmasını engeller ve art ayağın ön ayakların izi doğrultusunda basılmasını sağlar.

Bir dönüş büklümünden diğerine geçişte (Daire değiştirme, dairede yan değiştirme veya yılankavi binişler) eski yandan yeni yana geçmeden ve bükülüşü değiştirmeden önce, at, bir at boyu mesafe kadar doğru tanzim edilmelidir.

Akıcılığın arttığı durumlarda (Ör: İki bukle yılankavi, sekiz çizmek) geçiş daha yumuşak yapılmalıdır. Binici bu geçiş anlarında oturuş ayağını ve vaziyeti değiştirir. Ağırlık yeni iç yana hafifçe kaydırılır, baldırların duruşu buna uygun olarak değiştirilir, dizgin ölçüleri yeni dış ve iç dizgin ölçülerine göre yeniden ayarlanır.

Sık sık yapılacak yan değiştirmeler gerek acemi biniciler ve gerekse genç atlar için, iyi bir öğrenme etkisine sahiptir. Temel şart; oturuş ayağının değiştirilmesinin, çerçevenin devam ettirilmesinin ve vaziyet değişikliğinin akıcı, yumuşak, açık ve at tarafından anlaşılabilir bir biçimde yapılmasıdır.

Çark (Volt) atın en fazla bükülüş yaptığı harekettir. Ön ve art ayak aynı iz üzerindedir. Çizilen her çark bir tekrarı ifade eder ve manej yolunun herhangi bir noktasında uygulanabilir.

Temel eğitimde 10 m çaplı çarklar çalışma kararı süratli ile yapılabilir. İleri düzey biniş çalışmalarında bu ölçü 8 – 6 metreye kadar düşürülebilir ve toplu tempolarla ata daha fazla bükülüş verilerek yapılabilir. 6 metreden daha dar bir çark, atın büklüme uygun bükülüş almasını zorlaştırarak, art ayağın dışarıya doğru atılmasına ve yürüyüşün bozulmasına neden olur.

Çarklarda en yaygın hata, çarkın bir elips biçimini almasıdır. Çark, başlangıç noktasından itibaren iki eşit büyüklükteki yarım dairenin birleştirilmesi ile yapılmalı ve başladığı noktada sonlandırılmalıdır.

Geriye çark veya esas ismiyle köşeden geriye çark ilk bölümü ile bir çarka benzer. Genel kural olarak, binilen yana göre uzun manej yolunun uzak köşesinden geriye çark yapılır Daire büklümünün manej yoluna en uzak noktasından itibaren dairenin yarısı tamamlandığında binici daire büklümünü terk eder ve tekrar manej yoluna doğru düz bir hatta hareket ederek, manej yoluna girer ve aynı zamanda yan değiştirir.

Dönüş büklümlerinde ve özellikle çarklarda iç dizginin çok sert kullanılmasından sakınılmalıdır. Binici dış dizginin esnek irtibatının korunmasına dikkat etmelidir. Aksi halde at, kolayca dizgin gerisine kaçar veya yürüyüş bozuklukları oluşur.

Uzun yolda yılankavi biniş, tek bukle veya iki bukle olarak biçimlenir. Tek bukle yılankavi binişte izin manej yolundan en fazla uzaklığı manej yolunun orta noktasına denk gelir ve 5 metredir. İki bukle yılankavide ise, buklelerin en uzak noktaları yaklaşık olarak daire müracaat noktalarına denk gelir ve 2.5 metredir. Yılankavi binişte her istikamet değişikliği vaziyet değişikliğini de birlikte getirir. Tempo, çalışma kararı veya bazı durumlarda toplu karardır.

Tam manejde yılankavi biniş, bukle sayısına ve genişliğine bağlı olarak  değişmek üzere bir toplayıcı alıştırmadır. Bukle sayısı manejin büyüklüğüne ve binici ve atın eğitim düzeyine göre ayarlanır. Başlangıç ve bitiş noktaları duruma göre her zaman, kısa yolların orta noktası olan “A” veya “C” noktalarıdır. 20 x 40 metre ölçüsündeki bir manejde bukle sayısı kural olarak 3 veya 4’tür.

Yarışma binişlerinde yılankavi, birbiri ardına eklenen yarım çarklardan oluşur. Bu biçim yılankavi binişte her buklenin bitiminde atın vaziyeti değiştirilerek diğer çarkın yarım dairesine geçilir. Çift rakamlı bukle sayısı yan değiştirme ile sonuçlanır. Bukle sayısı tek rakamlı ise yan değiştirme gerçekleşmez. Hafif süratli ve dörtnal ayak değiştirme işlemi orta hat noktalarında yapılır.

Yarışmalarda istenmeyen bir başka yılankavi biçimi ise, buklelerin ampul biçiminde oluşturulduğu biçimdir. Bu tür yılankavi hattın, başlangıç ve bitiş noktaları yan değiştirme noktalarıdır.

Orta hatlarda vaziyet ve bükülüş değiştirmek için daha çalışkan davranmak gerekir ve atın yumuşatılması ve akıcılığının artırılması için oldukça uygun bir çalışmadır.

At Terbiyesi Eğitiminin Özet Esasları

  • Boş dizginde veya uzun dizginde adeta,
  • Sonrasında yumuşatıcı çalışma ve alıştırmalar,
  • Çalışma bölümünde eğitim düzeyine uygun olarak  yapılacak çalışmalar ve alıştırmalarla akıcılığın artırılması.
  • Toplayıcı çalışmalar kapsamında:
    • Adeta – dörtnal geçişleri,
    • Süratlide çarklar,
    • Süratliden duruşa geçiş,
    • Geri yürüyüşler,
    • Toplu süratli ve toplu dörtnaldan çalışma kararına geçişler.
      • İleriye doğru gelişim gösteren at ve biniciler için hafif sınıf “H” içerisinde yer alan bazı alıştırmaların çalışmaya dahil edilmesi. Bunlar:
        • Dörtnal – adeta geçişleri,
        • Ters (kontur) dörtnal,
        • Basit ayak değiştirmeler,
        • Süratli ve dörtnalda, çalışma kararı – toplu karar veya tersi biçimindeki karar değişiklikleri,
        • Art ayak etrafında dönüşler ve keskin geriye dönüşler.
          • Soğutma.