
16 Ders 16 Lessons
- Ana Sayfa /
- Eğitimlerimiz /
- 16 Ders 16 Lessons
Binicinin denge ve uyum yeteneklerini geliştirerek diğer safhalara geçmek. Bu aşama için aşağıdaki dersleri görmektedir.
2.DIŞ GÖRÜNÜŞÜNE GÖRE ATIN BÖLÜMLERİ
(Atın ana bölümleri ve her ana bölümün detayları)
Atların bölümleri üç başlık altında incelenebilir. Bunlar: Baş, gövde ve bacaklardır.
2B. GÖVDENİN BÖLÜMLERİ
2C.BACAKLAR
2A.ATIN DONLARI(RENKLERİ)
AT DONLARI
Atların renklerine DON denir. Don tay büyümesini tamamlayana kadar değişebilir. Büyüme çağının sonunda tüylerin rengi gerçek donu oluşturur.
Vücudu örten kıl (tüy) çeşitleri
Don Çeşitleri:
3.AT DONATIMI
YULAR: Genelde ahır ve merada veya binilmediği zaman atların yakalanması, bağlanması veya yedekte gezdirilmesi amacıyla kullanılır. Genelde deri, örme ip veya bezden yapılır.
Bölümleri:
BAŞLIK: Başlık atı yönetmek için kullanılan temel donatımdır. Şu parçalardan oluşur.
EYER: Binicinin ata oturması için deri, tahta ve demirden yapılmış teçhizata eyer denir. Parçaları;
|
Eyerler kullanım maksatlarına göre üç çeşittir:
Eyerin ata uygun ölçüde olup olmadığının kontrolü için en uygun yöntem, eyeri haşe olmadan atın sırtına koymaktır. Eyerin en derin noktası eyerin oturak kısmının tam ortasına denk geliyorsa ve ön kaş, cidagoya temas etmeden rahat bir duruş sağlıyorsa eyer ata uygun demektir. Yanlış eyer kullanımı, atın sırtında, belinde ve cidagosunda yara bere ve ağrılara sebep olur.
4.ATA YAKLAŞMAK
Ahır içerisinde atlar dinlenme, uyuklama veya yemlemekle zaman geçirirler. Bu durumda bakıcı veya binicinin ata yaklaşması gerektiğinde ata öncelikle seslenmelidir.(adını söyleyerek, ohoo, oğlum, kızım vb.) Bu durumda at kımıldanarak, bakarak veya seslenerek karşılık verir ve davranışlarından, gelmesini istekle beklediğini belli eder. Bazı atlar ayakta uyur bu yüzden seslenmeden yaklaşmak atı korkutabilir. Yine bazı atlar yem yerken kıskanç olurlar veya sakin bir ortam isterler rahatsız etmemek gerekebilir.
Ahır dışında da önden yaklaşmak en doğru şeklidir. Yaklaşma sakin, atı ürkütmeden ve korkutmadan yavaş davranışlarla konuşarak, ilk yaklaşılan uzun özellikle burun üstü ve boynu okşanarak olmalıdır. Ata her yaklaşma da hoşuna giden bir şeyler vermek (ot, arpa, havuç, üzüm vb) iyi niyeti gösterir.
5.AT BAKIMI (TIMAR)
5A.TIMARIN YARARLARI
5B.TIMAR YAPARKEN DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
Ahırda yapılacaksa kapı ve pencereler hava akımı yapmayacak şekilde yapılmalıdır. İyi havalarda açık yerde tımar yapılmalıdır.
Zemin kaygan olmamalıdır. Atın düşmesine neden olabilir.
Vücudun herhangi bir bölgesinde irkilme, acıma, sıcaklık ve şişlik varsa hemen haber verilmelidir.
5C. TIMAR MALZEMELERİ:
5D.TIMARIN YAPILIŞI:
5E. YELE VE KUYRUK BAKIMI
Kuyruk Bakım ve Yele Bakımı: kuyruklar haftada bir kez şampuan veya Arap sabunu ile yıkanmalıdır. Kışın yalnızca kuyruk kıllarının kuyruk kemiği ile birleştiği yere kadar yıkanır. Bakımsız kuyruk kaşınır. At kuyruğunu her yere sürter ve burada kıllar dökülür ve hatta yaralar oluşur. Kuyruktaki kılsız yerlere Hindistan cevizi yağı sürülerek büyümesi sağlanır. Bedeninde dökülen kılların aynı renk çıkması için o bölgeye vazelin sürülmelidir.
Yele, kakül ve kuyruk devamlı uygun uzunlukta olmalıdır. Kakül en fazla kaş hizasında, yele 7-10 cm uzunluğunda, kuyruk ise hanep ekleminin 15 cm altında olacak şekilde kesilmelidir. Kesim itina ile keskin bir makas kullanılarak yapılmalı ve yandan bakıldığı zaman aykırı uzantılar kalmamalıdır.
Tüyler, atların çalışma durumlarına göre eyer kısmı, yüz, bukağılık tüyleri hariç kırpılabilir. Bu faaliyetle beraber, kaş kılları (elle koparılarak), alt çene sakal tüyleri de (elle koparılarak veya makine ile), kuyruk kökü tüyleri (kuyruk kökünden 10 cm aşağıya kadar makine ile kırpılarak) alınmalıdır. Kışın çalışmayan atların tüylerini kırpmamak gerekir.
Her tımar sonrası yele, kakül ve kuyruk sert yele ve kakül fırçası ile tel tel hale gelene kadar fırçalanır. İşlemin kolaylaşması için eller su ile ıslatılıp yele, kakül ve kuyruk sıvazlanır. Kuyruk tellerinin kopmaması için; kuyruk sol elle tomar halinde sıkıca kavranır ve sağ eldeki fırça sol elin altında kalan kısım fırçalanır.
8.ATA BİNMEK- İNMEK
8A. ATA BİNMEK:
Atımıza binmeden önce; başlık ve diğer donatımın ata, üzenginin bize uygun olup olmadığını kontrol etmemiz gerekir.
8B.YERE İNMEK:
9.ATIN YÜRÜYÜŞ ŞEKİLLERİ
Yürüyüşler, atınızın veya pony’nizin yürüme hızı ve şeklidir. Atların yürüyüşleri doğal yürüyüşler ve yapay sonradan öğretilmiş yürüyüşler olmak üzere ikiye ayrılır.
Atların doğal yürüyüşleri; adeta, süratli, dörtnal, atlama ve geri yürüyüştür.
1A.Adeta
Adeta, en yavaş ve en az güç harcayarak hareket ettiği yürüyüş şeklidir. At dört ayağını da birbirinden bağımsız olarak kullanır. Böylece her ayak birbirinden ayrı hareket eder. Dört eşit zamanlı ve uçuş anı olmayan bir yürüyüş şeklidir. Adetanın hızı, bir at için saatte yaklaşık 6–7 km’dir.
1B.Süratli
Adım sırasının en düzenli ve tempolu olduğu yürüyüş şeklidir. Bu nedenle uzun mesafeleri kısa zamanda almak ve az enerji harcamak için en uygun yürüyüştür.
Süratli, orta hızda bir yürüyüştür. Süratlinin hızı bir at için saatte yaklaşık 14-15 km’dir.
Süratli simetrik ve iki eşit zamanlı bir yürüyüştür.
At veya pony, ön ve arka çapraz bir şekilde ilerler.
Sol ön, sağ arka aynı anda,
Sağ ön, sol arka aynı anda adım atar. Bu çapraz ayakların değişimi sırasında havada geçen bir kısa zaman olduğu için bu yürüyüş sıçramalı bir yürüyüştür.
1C.Dörtnal
Dörtnal, en hızlı yürüme şeklidir. Dörtnalın hızı, bir at için saatte yaklaşık 20-30 km’dir. Yarış atı saatte yaklaşık 60 km koşar.
Dörtnal, sarsıntılı, asimetrik ve üç zamanlı bir yürüyüştür. Ve ayakların ortada buluşmasıyla tamamlanır. Doğal olarak, atınız hangi yanda giderse, o ayak üzerinde dörtnala gider. Demek ki iki şekilde dörtnala gidebilir: Sağ ayakta dörtnal ve sol ayakta dörtnal.Sol ön ayak önde ise sol yan, sağ ayak önde ise sağ yan yapılan bir dörtnaldır.
10. MANEJ, MANEJ KURALLARI VE MANEJ HAREKETLERİ
Manej; at ve atlının eğitim ve çalışmasının yapıldığı yerdir. Manejler kapalı veya açık manej olmak üzere iki çeşittir. Kapalı manejlerde at ve binicinin güvende çalışabilmesi için manej boyunca uzanan bir duvar vardır. Bu duvar yukarıdan aşağıya genişler bu şekilde atların duvara yakın gitmesi engellenmiş olur. Yerler çoğunlukla kum veya talaştan olur.
Açık manejler ise etrafı çitlerle çevrilmiş alanlardır. Zemini toprak veya kumdur.
Manejlerin ebatları genelde 20x40 veya 20x60 tır.
“A” ve “C” harfleri kısa yolların ortalarına konulur. “B” ve “E” harfleri uzun yolların ortalarındadırlar. . Manej merkezi aynı zamanda yedinci daire müracaat noktası olup “X” harfi ile gösterilir. Manej düzeni, binicilerin manej içerisinde birbirlerini engellemeden çalışmalarını sağlayacak biçimde olmalıdır. Bunun için her binici manej trafik kurallarını çok iyi bilmeli ve bu kurallara harfiyen uymalıdır.
Bu kurallar:
MANEJ HAREKETLERİ
Tam manejde yan değiştirme; kısa yoldan uzun yola girerken, köşeye girdikten altı adım sora başlar ve diğer uzun yolun köşesine altı adım kala girilir ve kısa yola devam edilir.
Tuhlen yan değiştirme; kısa yolun ortasından diğer kısa yolun orta noktasına yapılır.
Yarım manejde yan değiştirme; kısa yoldan uzun yola girerken, köşeye girmeden önce altı adım kala başlar ve köşeyi döndükten altı adım sonra diğer uzun yolun ortasına devam edilir.
Dairede yan değiştirme; daire içinde ‘S’ çizerek yan değiştirilir.
|
11.AHIR HİZMETLERİ
AHIR( BOKS): Atların yaşadıkları yerlere denir. Etrafı kapalı en az 3x3x3 27m3 lük bir alandır. Atınızın Kaçmasını önlemek için kilidini sürekli kontrol etmelisiniz.
Atlar bazen etrafı kapalı üstü açık veya kısmen kapalı padoklarda bırakılabilirler.
Burada atın her günkü durumunu tam olarak takip edemeye bilirsiniz. Çünkü birçok at ile birlikte bulunmaktadır. Burada genellikle atların etrafı otla doludur ve yularsız olarak serbestçe hareket edebilirler.
ALTLIK: Ekonomik olduğu için bol döküntü samanı iyi bir altlıktır. Ava koşullarına ve boksun büyüklüğüne göre haftada bir veya iki kez altlık değiştirilir. Diğer günlerde yalnız ıslak kısımlar alınır. Kalın altlık dinlenmek için çok önemli olan yatmayı sağlar. Az altlık dolayısıyla dirseklerin ve haneplerin beton zeminde yaralanmasına neden olur. Akşamları gübreleri çıkarıp kenara tekrardan temiz saman eklenmelidir.
HAVALANDIRMA: Hava akımı taze hava gereksinimini sağladığı için gereklidir. Kış aylarında ahır sıcak olmalıdır. (18 dereceden fazla değil) fakat asla nem olmamalıdır.
YALAK(yemlik): Yemliklerin atın yemi dışarı itmesini önleyecek ebatlarda olması gerekir(75x30x30). Ön ayak vurmasıyla kendini sakatlamasını önlemek için yerden 65 cm yükseklikte yapılmalıdır. Yem yerken aşağıya uzanma atın sırt kasları içinde iyidir.
11A.ATLARDA BESLENME VE GIDALAR
Atlar büyük cüsseli olmalarına rağmen küçük bir mideye sahiptir. Bu sebeple, gerekli enerjiyi sağlayabilmek için sık sık yeterli ölçüde beslenmelidirler. Küçük mideli oldukları için ani ve yüksek oranda beslenme neticesinde, atta ölüme kadar varabilecek çok ciddi sağlık sorunları oluşur.
Atlara verilen yem, yaş ve çalışma durumuna göre belirli oranlarda ve dengeli olmalıdır. Yemlerdeki temel gıdalar su, protein, karbonhidratlar, mineral ve vitaminlerdir.
Su: Su beden ısısını ayarlar, hazım ve gıdanın emilmesinde önemli rol oynar.Yazın 3-4 kışın 2 kez verilmesi uygundur. İçeride bırakılan atlara her yemden önce 3 öğün su verilir. Orta irilikteki bir at günde 40 lt su içer.Suyu yemden 15-30 dakikada önce vermek uygun olur.
Atın sulanmasında genel kural:
ATIN İÇMEK İSTEDİĞİ KADAR SU VERİLMESİDİR.
Sulamada dikkat edilecek konu, sulama zamanıdır. Otomatik sulama yapılıyorsa, at su içme serbesti yetine sahip olduğu için sorun oluşmaz. Kova ile sulama yapılan yerlerde, 3 defa yemlemeden 1 – 2 saat sonra içebildiği kadar su verilmelidir. Çok soğuk havalarda, terli atlara su vermek sorun yaratabilir. Atın vücut ısısı normale dönene ve teri kuruyana kadar bol miktarda su verilmemelidir. Yazın ve çok sıcak havalarda, çalışmadan gelen atlara terli de olsa yarım kova miktarında su verilebilir. En güzeli bu işlemi atı yıkarken hortumla suyu ağzına tutmak şeklinde yapmak ve bir oyun havası yaratmaktır.
HASTA DAHİ OLSA ATIN SULAMASI KESİLMEMELİ VETERİNER HEKİM KONTROLÜNDE DEVAM EDİLMELİDİR !
Karbonhidratlar:
Enerji ve ısı verir. Tipik karbonhidratlı gıdalar; arpa, buğday kepeği, ot ve samandır.
Proteinler:
Canlıların büyüme, çalışma, doku onarımı ve yeni dokuların yapımı için gereklidir. Kas yapan ve toplayan maddelerdir.
Mineraller:
Mineral eksikliği sağlığı büyük ölçüde etkiler.
At için çok geçerli olan mineraller; Fosfor, magnezyum ve kalsiyumdur.
Vitaminler:
Vitaminler vücudun etkinliğini normal olarak yerine getirmesi için gerekli olan yapı taşlarıdır. Beslenmede,sindirmede,büyümede ve gelişmede rol alırlar.
AT GIDALARI (YEMLERİ) :
-Yapay yemler -Tuz
-Arpa - Epsam tuzu
A. YAPAY (SUNİ) YEMLER :
Yapay yem çok kolaylık sağlayan bir besin maddesidir. Depolaması sorun çıkarmaz. iyi ve dengeli bir beslenme sağlar. Ambalaj üzerinde ne içerdiği yazılıdır. ayrıca tuz ve vitamini içerir. Yemesi kolay ve toz tutmaz.
B.YULAF:
Fazla verildiğinde bacaklarda şişlik yapabilir. Günde 5-6 kg geçmemelidir. Bazen atlara enerji olarak da verilebilir.
C.MISIR:
Genel olarak rengi altın sarısıdır. Sert ve temiz taneli olmalıdır. Mısır atlara ancak ezilerek verilmelidir.
D.FASULYE VE BEZELYE :
Fasulye son derece besleyicidir ancak, aşırı kalori verir. Çok az ve özellikle kışın verilmesi daha uygundur
Renk olarak yeşil elmalı ve diğer taneli tüm gıdalar gibi temiz kokmalıdır. Kuru olarak verilebilir.
E.KETEN TOHUMU:
Atların derileri için iyidir, aynı zamanda bağırsakları yumuşatma etkisi vardır. Genellikle kışın iyi bir gıdadır. Keten tohumu çeşitli şekillerde verilir. Çiğ olarak kesinlikle verilmez, çünkü ZEHİRLİDİR.
Şeker kamışı küspesi, şeker kamışının bir yan ürünüdür. Nemli ve ıslak olmamalı, kuru bir yerde saklanmalıdır.
G.ŞALGAM, HAVUÇ ELMA VE PANCAR:
Bunlar normal gıdaya ek olarak verilecek özlü gıdalardır. Atların gereksinimi olan diğer vitamin ve mineralleri içerir. Kış aylarında verilmeleri uygundur. Havuç oldukça yüksek karbonhidrat içerir. Verilirken kesinlikle çok temiz olmalıdır. Çünkü, kum ve toprak arpalamaya neden olur. Temiz gıdalar, ince ve yuvarlak doğranarak verilmelidir. iri parçalar hayvanın boğazını tıkayarak boğulmasına neden olabilir. Günde normal 1 kg. kadar verilir.
H.TUZ:
Atın her yemine norma! bir yemek kaşığı katılabilir.
Fabrikasyon yapılan yalama tuzları taş parçası şeklinde ve ek olarak magnezyum içerir. Kaya tuzu yem yalağına konulur veya bir duvara tutturulur. Böylece at gereksinim hissettiğinde tuzu yalayabilir.
I.BESLENME BLOKLARI:
Beslenme blokları protein, tahıl ürünleri, melas ve vitaminleri içerir, katı tabletlerdir. Atlar gerek yalayarak gerekse çiğneyerek yiyebilirler. Genellikle kışı dışarıda geçiren atlara verilir.
Hafif yemler: Kuru veya taze çayır otu bu sınıftadır. Temiz ve sağlam olduğu takdirde, atın istediği zamanda ve miktarda yemesinin bir mahsuru yoktur. Örneğin at, bu yemleri yerken hemen çalışmaya alınabilir veya çalışmadan geldikten hemen sonra bu beslenme uygulanabilir.
Taneli ağır yemler:
Arpa, yulaf, baklagiller, hazır yemler (pelet) bu beslenme sınıfının besin maddeleridir. Bu besin maddelerinin atın midesi tarafından rahatça sindirilebilmesi için, ata zaman tanınmalıdır. BU YEMLER, AT ÇALIŞMAYA BAŞLAMADAN ÜÇ SAAT ÖNCE VE AT ÇALIŞMADAN GELDİKTEN ÜÇ SAAT SONRA TERİNİN KURUTULMASINI MÜTEAKİP VERİLMELİDİR !
14. DOĞRU OTURUŞ
Oturuş sözcüğü çoğunlukla yanlış anlaşılır. Çünkü oturuş binicinin at üzerindeki konumu olmayıp, AT ÜZERİNDEKİ YUMUŞAKLIĞI, YALNIZ DENGEYLE EYERDE TUTUNMASI VE ATIN HAREKETİNE UYMASINI SAĞLAYAN BİR ARAÇTIR.
İnsan atın üzerinde değişik şekilde oturabilir ve başkalarına bakmakla çok şey öğrenebilir; fakat doğru oturuş için başka binicilerin görünüşünü taklide yönelecek durumları almak çok yanlıştır. Çünkü bu durum vücut sertliğini doğurur ve bu en kötü hatalardan biridir.
Atın her hareketine yumuşak, güven içerisinde, sakin ve sıkıntısız bir oturuşla hâkim olunacağı unutulmamalıdır.
Binicinin at üzerindeki oturuşu, duran veya hareket eden at üzerinde vücudun aldığı durumdur. Rahat olmayan bir oturuş ata aktarılan sertliğe neden olur.
Binici dik, fakat kasları yumuşak ve esnek olarak, eyerin orta yerine ve kaynaklarının bütün genişliği ile dengede oturmalıdır. Eyerden denge yolu ile tutunmalı ve kendini zorlamadan atın hareketlerine uyabilmelidir. Büst zorlanmaksızın, fakat yinede sağlam ve sallantısız olarak, iki kaynak kemiği ile apışı üzerine bırakılmalıdır.
Eyerin ön hanesine aşırı şekilde yaklaşarak ve kısmen uyluklara dayandırılmış bir apış oturuşu çok hatalıdır. Dizlerin yukarıda tutulması nedeniyle aşırı ölçüde eyerin gerisine kaydırılmış iskemle oturuşu da hatalıdır.
1A.DOĞRU OTURUŞTA UZUVLARIN KONUMU
1. OTURUŞ KISMI
Oturuş yalnız binici dengesini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda çok değerli bir iletişim aracı olarak ağırlık uyarı ve yardımını iletir. Bu iletişim aracının etkili olabilmesi için, oturuşun eyerden ayrılmaksızın ve belirlenen yerde olması gerekir. Bozuk bir oturuş, yalnız çirkin görünmekle kalmaz, sağlamlığı olmadığı ve doğurduğu kötü alışkanlıklar nedeni ile tehlikeli olur.
İki kaynak kemiği dik olarak. Apış eyerin en çukur kısmında bulunarak ve iki uyluğun üst kısmıyla kaynak kemikleri destekleniyorsa oturuş doğru olur kaynak kemiklerinin dik hattan uzak olması durumunda oturuş hatalıdır
2. ALT UZUVLAR
Diz olabildiğince aşağıya basılmış olmalıdır. Dizin yüksek durumu kalçaları yatay duruma getirir ve oturuşu geri atar. Diz önden eyer yastıklarıyla sınırlandırıldığından, yukarı kalkınca uyluk kendine ayrılan yere sığmayarak oturuşu geri iter.
3. BEL
Belin sertleşmeden ve doğal çukurluğunu koruyan yumuşaklığı, atın hareketlerinden doğan aksi darbeleri yok eder ve onları büste aktarmaz. Zorla çukurlaştırılan bel, kambur sırttan daha güzel olmadığı gibi, daha zararlı bile olabilir.
4. BÜST
Kalçalar üzerinde ve doğal diklikte olan büst, beli de içererek, ayakta durulduğu gibi gerginliğini korumalıdır. Bu diklik, verilecek uyarı ve yardımın şekline göre, devamlı olamaz. Binici her an öne, arkaya ve yana eğilebilme yeteneğine sahip olmalıdır.
5. OMUZLAR
Yumuşak, doğal konumuna göre düşük ve her ikisinin de aynı ölçüde geriye açılmış olmaları gerekir. Hafif geri alınmalı fakat yukarı çekilmemelidir. Ellerin sabitiyeti ve yumuşaklığı omuzların yumuşaklığına bağlıdır.
6. BAŞ
Baş omuzların içine gömülmeden, serbest kalkık ve çene hafif çekilmiş olmalıdır. Gözler bağımsız ve sabittir, yukarı ya da aşağı değil ileride seçilen bir noktaya bakmalıdırlar.
7. ÜST UZUVLAR
En fazla rastlanan oturuş hataları şunlardır:
- Omuzlar yüksek, el aşağı itilmiş ve dizler çok sıkı.
- Dizler yukarı çekilmiş, topuklar yukarıda ve oturuş geri kaymış.
- Bel aşırı çukur, baldırlar çok geride ve topuklar yukarıda.
- Dizler ve uyluklar açık.
15. TEMEL UYARI VE YARDIMLAR
Ağırlığın (bel ve oturuş yerinin) atın hareketlerine her zaman etkili olabilmesi, ellerin yumuşak ve sallantısız tutulabilmesi, her iki baldırın at karnıyla hafif fakat devamlı temasta kalabilmesi, yani tüm yukarda sayılan koşulların yerine getirilmesi, sağlam ve bağımsız oturuşun temelini oluşturur. Yine atın hareketlerini yaptıracak etkilerin doğru aktarılması için, uyarı ve yardım çeşidinin ve sınırının doğru saptanması gerekir.
2A. BALDIR UYARI VE YARDIMLARI
Baldır uyarı ve yardımında, baldır deyince kalça eklemlerinden başlayarak ayak tabanında son bulan tüm bacak anlaşılmalıdır. Bazı binicilerin sandığı gibi yalnız dizin aşağısındaki kaslı bölüm değildir. Birçok binici diz ve uyluğun atta yalnız tutunmak için gerekli olduğuna inanarak başka işte kullanılacağını düşünmezler.
2A1.BALDIRIN GÖREVİ, KONUMU VE ETKİ ZAMANI:
Ana görevi, “atın motorunu” yani arka ayaklarını harekete geçirmektir. Normalde sağ baldır sağ arka ayağı, sol baldırsa sol arka ayağı etkiler. Baldırın konumu etkinin şeklini belirler. Kolana yaklaştıkça o yandaki arka ayağı etkiler. Baldırın konumu etkinin şeklini belirler. Kolana yaklaştıkça o yandaki arka ayağı o ölçüde ileri adım atmaya özendirir (ileri süren baldır). Kolan gerisine yapılırsa etkinin gücüne göre ya atın izni terk etmesini önler (sınırlayıcı baldır) veya izi terk etmesine neden olur (yana sürücü baldır).Yana sürücü baldır genelde sınırlayıcı baldır kadar geride durmaz, kolanın 2–3 parmak gerisi yeterlidir.
Yerini ve konumunu değiştirmeden, baldır uyarı ve yardımları; temas, sıkma 8basınç) veya çarpmalar şeklinde etkili olurlar. Baldır aynı yandaki arka ayağı kalmadan önce, kalktığı anda ve havadayken etkileyebilir. İnsanın havada olan bir bacağına yapılacak uyarı, o bacağın ileri ve yana hareket ettirdiği, fakat vücudu etkilemediği deneyle görülebilir. Buna karşılık yere basarken bacağa yapılacak bir uyarı, tamamen etkisiz kalır. Ancak, atın vücudunun tümüyle etkilenmesi için; arka ayağın karın altına sürülmüş ve yere basarak yükü üzerine aldığında etkinin yapılması, yerdense alacağı güçle tüm vücudun harekete katılması, en doğru uyarı ve yardım şekildir.
Aynı zamanda dizin iç yüzeyleri ata dönük olarak ve eyerle sıkı temasta, fakat yumuşak bir şekilde bulunmalıdır. Binicinin ayaklarının içe dönüklüğü ve sıkılığı, at üzerinde kendini güvenli hissedecek kadar olmalıdır.
Binici bacağının her bölümü, ayrı ayrı kullanılabilecek şekilde eğitilmeli ve isteği dışında sertleşmemelidir. Örneğin; binici, eyere dizleriyle sıkıca yapışırsa, atın bu etkiye karşı duyarlılığı yok olur. Beraberinde baldır kasları da sertleşmiş olacağından, binicinin yumuşaklığı kalmaz.
a. Baldırlar bazı durumlarda tutunma aracı olarak ta kullanılır. Örneğin atın şahlanması, yana kaçması, birden bire durması gibi, alışılmamış hareketlerde bu baldır kavrayışları binici dengesinin bozularak düşmesini önler.
b. Diz: Diz gerçekten başlangıcını oluşturduğu baldır alt kısmının yardımına kuvvetle katılır. Yan bükülüşlerde ve iç baldırın uyarı ve yardımlarında dizin görevi özellikle çok önemlidir. Dizlerin, eyer yan köşeleri yönünde yaptıkları etki, atın omurgasını iç baldır çevresinde bükmeye zorlar. Dolayısıyla binicinin dizini eyerden açması bağışlanmaz bir hatadır.
c.Baldır Alt Kısmı (Dizden aşağı):
Dizden aşağı baldırın ata etkileri, normalde şişkin olan kaslı kısımla yapılır. Baldır etkilerine atın tepki göstermeyerek umursamadığı durumlarda, ister mahmuz takılı olsun isterse mahmuzsuz olsun, topuk tamamlayıcı bir destek aracı olarak katılır.
2A2. YAPIŞLARINA GÖRE BALDIR ÇEŞİTLERİ:
1.Temas:
Normal yerlerinde bulunan baldırların atla temasta tutulması durumudur. Atın hareketi ile birlikte yükü taşıyan arka ayak yanının şişmesi ve dolayısıyla karnının baldıra çarpmasıyla ileri hareket için sürüş etkisi yapar.
2.sıkma:
Terbiye edilmiş atlara binişte baldırların normal kullanış şekli sıkmadır. Sıkma; yumuşak ve yavaş yavaş olmalıdır. Bu şekilde yapılan baldır sıkmalarına at şaşırmadan tepki gösterir. Ancak, atında duyarlılığı yeteri ölçüde dikkate alınmalıdır.
At başlangıçta sıkmalarla yeteri kadar etki altında alınmazsa; hafif çarpmalar, bu da yeteri gelmediğinde ani sert çarpmalar yapılır. Böylece karşılaştığı daha kuvvetli etkiler dolayısıyla at sıkmalara cevap verme gereğini kısa zamanda öğrenir.
3.Çarpmalar:
Kısa aralıklarla, kolanın az gerisine, darbeler şeklinde ve elastiki olarak yapılır. Çarpmaların en doğru şekli, kısa aralıklarla ve çift çarpmalardır. Gerektiğinde ise etki kuvveti artırılmalıdır.
Çarpmaların bu şekilde uygulanması atı her zaman uyanık ve dikkatli bulundurur. Biniciye baldırların etkisini denetleme olanağı verir ve dolayısıyla baldırların ”geveze” olmasını önler.
4.Ani Sert Çarpmalar:
Amacı, baldır etkilerine karşı atın tepkisindeki duyarlılığı ve atın ileri gidiciliğini artırmak.
Ani sert çarpmalar aynı zamanda binicinin at terbiyesi için kullandığı bir araçtır. Ani sert çarpmalar yaklaşık bir iki el genişliği kadar kolan gerisine darbe veya darbelerle yapılır.Çarpmanın uygulanması kısa ve net olmalıdır.Doğru ve etkili olabilmesi içinse,çarpmalarda önce baldırlar atın karnından olabildiğince az açılmalıdır.Topuklar ve mahmuz, baldırların etki kısmının desteklenmesinden sonra devreye girer.
Ani sert çarpmalara hazırlık için, baldırları, hatta dizleri çok açan biniciler göze çok çirkin görünür ve gülünç duruma düşerler.
Kendini tutan ve etkiyi anlamasına karşın tepki göstermeyerek ileri gitmek istemeyen bir atı ileri atmak için uygulandığında, ani sert çarpmaların hiçbir sakıncası olmaz; ancak yararı olur. Bununla beraber, atın ileri hareketine engel varsa ve durduğu yerde bir ata bu şekilde ceza verilirse, durum aynı değildir; özellikle de çok tehlikelidir.
2A3 .ETKİLERİNE GÖRE BALDIR ÇEŞİTLERİ:
1.Sürücü Baldır:
Sürücü baldır, adından da anlaşılacağı gibi, ileri gitmesi için atı etkiler. Baldır sürüşünü, kolanın üstünde ve atın yanlarında, sıkmalar veya çarpmalar şeklinde yapar. Bu sürüşün sertliği atın duyarlılığına bağlıdır, fakat hiçbir zaman normalden fazla olmamalıdır. İlk eğitimden başlayarak sürüş yavaş yavaş orta ve kısa sıkmaya dönüştürülür.
Birincisi: Ata güven verecek şekilde ve kararlı yapılmalıdır.
(1)Sürücü baldırının yapılma şekli: Temastaki baldırlar önden arkaya doğru biraz kapanarak sıkılır(basınç yapar)veya çarparak ileri etkiyi oluşturur.
Aynı anda bel aracıyla kaynaklar ve uyluklar geriden ileriye doğru etkiyi destekler. İleri sürüş için baldırların uygulanacağı yer, her zaman yaklaşık kolan üzeri veya hemen gerisidir. Yalnız bu yer atın duyarlılığına göre değişir ve vurdumduymaz olan atlarda daha geride olabilir. İleri sürücü baldır yana yürüyüş ve hareketlerde, ayrı ayrı ve çeşitli kuvvetlerde kullanılır.
2.Bükücü Baldır:
Kolanın biraz gerisinde kullanılan baldır ve topuk, bükücü etki yapar. Yeni binilmiş ve duran bir atta, baldır veya mahfuz atın karnında dik bir şekilde basınç yapacak olursa, at hedef olan yandaki karın kaslarını bükerek tepki gösterir. Ters yandaysa, karnını şişirerek bükülmeyi tamamlar. Eğer at hareketlerinde serbestse; bu bükülme bütün vücuda yayılacak; sağrı ve baş boyun ise, bükülüşün iki ucunu oluşturacaktır. Atın bu doğal bükülüşü, terbiyeyle denetim altına alınarak geliştirilmelidir. Dış baldırın yeri, omuz içeri hareketinde kolanın gerisi, yanaşmadaysa biraz daha gerisi olmalıdır. Ayrıca bilinmelidir ki, bükücü baldır, aynı zamanda ileri sürüşü de sağlanmalıdır.
3.Sınırlayıcı(Tahdit edici)Baldır:
Atın arka ayakları temelde baldırlarla denetim altında alınır. Atın bükülmesi, belirli bir konuma getirilmesi veya istenmeyen yer değiştirilmelerinin önlenmesi, sınırlayıcı baldır aracıyla yapılır. Bu etkiyi elde etmek için; baldır, sınırlanmak istenen yanda ve kolan gerisinde, atın sağrısını tutar. Sağrının bir yana itilmesi gerekiyorsa veya bir yana kaçma önlenmek isteniyorsa, baldır kolan gerisinde kendini göstermelidir.
4. Yana Sürücü Baldır: Hem iç yanda hem de dış yanda yapılabilir. İç baldırın yana sürücü veya bükücü olarak kullanıldığı zamanki uygulanan yeri, kolan üzeri ya da bu yerin biraz gerisi olabilir. Her iki durumda da baldır hareket yönüne dik olarak ve atın en iyi itaat edeceği noktaya yapılmalıdır. Dış baldır ise fazla olmamak şartı ile iç baldırın biraz gerisidir.
5. Atlama (Kavrama) Baldırı: Belirli durumlarda örneğin atın engele kalkması için, uyarı ve yardımda bulunulması ve ata, binicinin amacını duraksamaksızın anlayabileceği özel bir etkinin yapılması gerekir. At kalkma hareketine başlarken ön ayağı ile yeri iter. Arka ayakların benzer hareketi sırasında da, her iki baldırla atın kuvvetli kavranması, yeri itmeyi daha kuvvetli yapmasına ve engel üstünde yay gibi açılmasına kolaylık sağlar.
2B. AĞIRLIK UYARI VE YARDIMLARI
“ Ata uyma “ sanatı, bütün hareketler sırasında binicinin ağırlık merkezini, atın o andaki ağırlık merkezine uydurabilme yeteneğidir.
Binici ağırlığını sağa veya sola kaydırmayla at o ana kadar gittiği yönden, istenilen yöne doğru hareketini değiştirmeye uyarılmış olur. Bisiklette elleri serbest giden bir insanın hareketleriyle karşılaştırılırsa konu daha iyi anlaşılır.
At yana büküldüğünde binici ağırlık merkezini o yana taşır. Bunu yapabilmesi için inicinin eyere iyice girmesi gerekmektedir. Ağırlık yardımı yapılırken binici ağırlığını o şekilde kaydırmalıdır ki yaptığı hareketler dışarıdan fark edilmemelidir.
Ağırlığın at hareketlerine olan etkisi, bel ve oturuş yeri olan kaynaklarla iletilir. Bel, kaynaklar aracılığıyla etkileri uyluklara, dizlere, üzengilere ve dolayısıyla eyerden ata ulaştırır.
2C. DİZGİN UYARI VE YARDIMLARI
Biniciler genellikle ellerini aşırı derecede kullanırlar. At ile ilgili fikirleri sorulduğunda ise elleri ile hissettikleri direnmelerden bahsederler. Aslında bu direnmelerin sebebi başka uzuvlardaki sertlik ya da yanlış yerde bulunma gibi hatalardır.
Dizginler yürürken yön değiştirmelerde yani atı yeni bir yöne yöneltmeye yarar. Dizginler aynı zamanda bükülüşü sağlar. Eller, tırnakları gözükecek şekilde koldan içeriye bükülmeli ve kol ile el dizginlerin devamı olmalıdır. Kolların üst kısmı binicinin vücuduna yakın olmalıdır. Dizginler atın en hassas yeri olan ağzına tesir etmektedir. Dizginlerin kötü kullanımı ata büyük acı verir ve bütün sistemini bozar.
İnsanlar ellerini çalıştırırken kullanılmaya alışık olduklarından, her acemi elleriyle ata hükmedebileceğine inanır ve az veya çok kuvvet sarfıyla atını yönetmeye veya ona bir şekil vermeye büyük önem verir. Bu arada, bozulan dengesini yeniden kazanabilmek için, rahatlıkla kullanabilecekleri bir araç olarak yine ellere başvurulur. Belki inanılmaz gibi gelecek ama birçok deneyimli biniciler de, istemedikleri ve farkında olmadan, bu hataya düşerler.
Dizginleri iletmede iki hareket yapılır: Çekme (alıkoyma) ve boşaltma (Koyverme). Çok uzun dizginde zararlıdır. Çünkü dizginin zayıf istinadı nedeniyle atın ağzıyla yeterli iletişim kurulamaz ve atın daha kolay rahatsız olmasına neden olur. Bunun sonunda da, dizgin etkileri için binici ellerini kamına çekince, oturuşunu ister istemez geri çekmiş olur. Dolayısıyla belin etkisi kaybolur.
Ata etki edilirken, dizgin alıkoyucu unsur olarak sürüşe göre çok az etki yapar. Sürmek alıkoymanın çok daha üstündedir.
Atın hareket gücü ve kendine olan güvenini geliştirmek binicinin ana görevidir. Acemi binicinin ellerine dizginler verilmeden önce, oturuş o ölçüde sağlam olmalı ki; denge bozulmadan, boğuşmadan ve eller büstün sallantılarına uymadan sakin tutabilsin. Ellere bağlı olarak yaylanmayacak uzuvlar: omuz, dirsek ve bilektir.
Eğitimin, ilerlemesiyle binici, sakin bir yumruk için gerekli hissi devamlı geliştirmeli ve sonuçta her üç yürüyüş şeklinde de, bir kaşığın içinde yumurtayı tutabilecek duruma gelmelidir. Bu durumda eller binicinin kimliği olur. Çünkü bir binicinin oturuşu hakkında karar verebilmek için, yalnız ellerine bakmak yeterlidir. Her üç yürüyüş şeklinde de ellerini sakin tutabilen bir binici, elastiki bir binişe sahiptir ve eyere yapıştırabilir. Tersine, eğer daha atın hareketlerine uymayı öğrenmediyse, sakin olmayan ellerle atı düzeltmeye kalkması yanlış olur.
2C1. DİZGİN ETKİLERİNİN YAPILIŞI VE ÇEŞİTLERİ
2C2. DİZGİN ETKİLERİNE GÖRE ÇEŞİTLERİ
Bütün sürüş şekillerinde, geçişlerde ve çeşitli çalışmalarda, her an atla istinatta olma isteği içinde olan binicilerin ata elleriyle etki etmek için, şu olanaklara sahiptirler:
16. YARDIMCI UYARI VE YARDIMLAR
Atın hoşlanacağı ve doğasına ters düşmeyen şeyleri arayıp bulma, hoşlanmayacağı şeylere girişmekten kaçınma şeklinde yapılan etkilerdir.
Dolayısıyla, at karşı koymadan, biniciye ve öğretmene büyük kolaylıklar sağlar. İlk anlaşmayı sağlamak için; atla beraber olma, dolaşma, yatıştırıcı ses tonuyla konuşma, şeker havuç vs. verme, ahır yönünde yürütme, usta bir atın önderliğinde hareket etme, ürkme ve korkmayı giderme, kamçı ve dil şaklatma, mahmuz kullanma vs. gibi yardımcı olarak nitelendirilen uyarı ve yardımlar kullanılır. Ayrıca, atın daire üzerinde çeşitli amaçlar için çalıştırılmasını sağlayan çılbır (lonj) ipi ve kamçısıyla serbest çalışma eğitim araçları ( kulvar ) iyi yardımcı araçlardır.
17. BİNİŞTE DENGE – UYUM - YUMUŞAKLIK VE ESTETİK GÖRÜNÜM
4A. DENGE:
Binici atın üzerinde yumuşak kaslarla ve dengede kalmayı öğrenmelidir. Bu arada geniş ve derin bir oturuşla olabildiğince ve atın ağırlık merkezine yakın olmalıdır. Süratli ve dörtnalda yapılan daireler, yumuşaklık ve dengeyi en iyi şekilde geliştirir. Kolları döndürme, gövdeyi kalçalardan sağa ve sola çevirme, bacakları açma ve döndürme gibi hareketler en doğal denge hareketleridir.
Her binici atın üzerinde doğru ve içgüdüsel olarak dengede kalabilmelidir. Çünkü tam anlamıyla dengede olan acemi binici ata güvenebilir, hareketlerine uyum sağlar, hissetme ve ağırlık yardımlarını yapma olanağı bulur.
Binici ata uymak için ağırlık merkezini atın ağırlık merkezine uydurmalı ve oturuş yerini üç nokta üzerinde tutmalıdır.
Baldırlar at ile gerekli teması sağlıyorsa, dönüşlerde iç baldır kolan üzerinde, dış baldır bir el genişliği kadar kolanın gerisinde bulunur ve artları yönetir.
4B. UYUM:
Ata uyma ileri gitme isteğinden esinlenerek, binicinin atın hareketlerini yumuşak bir şekilde izlemesidir. Binici, bütün isteğiyle ve kuvvetini kullanarak, atla beraber olmayı başarması gerekir.
Genç binici yumuşak bir şekilde ve dengede durmayı öğrendikten sonra, atın hareketlerine uymayı da öğrenmelidir. Binici üç yürüyüş kararında da doğru oturuşu bozmamalıdır. Doğru oturuşun bozulması ya da başka bir ifade ile uzuvların doğru yerde olmaması hem ata uymayı engeller hem de binicinin kasılarak acı çekmesine sebep olur. Zorluklar süratli yürüyüşte attan gelen darbeler ile başlar. Yumuşaklığını kaybeden binici ata sarılmak için kendini sıkar, dizleri sıkınca topuklar yukarı kalkar ve bu biniş hem ona hem de ata acı verir. Ata tam anlamıyla uyabilmek için ellerin, oturuşun ve baldırların ata uyması gerekir.
4C. YUMUŞAKLIK:
Yumuşaklık, değişik koşullarda atın hareketlerini kolaylaştıran binicinin niteliğidir. At içinse, binicinin isteklerine itaat etmede hazırlık ve istek ölçüsüdür. Yumuşaklık, binicinin zorlanmaksızın, kol ve eklemleri sertleştirmeden, atın üzerinde oturabilmesi demektir.
Binicinin sertlik belirtileri:
Atın üzerinde beden eğitimi hareketleri yapmak binicinin sabitiyetini, güvenini, dengesini ve yumuşaklığını sağlar. Örneğin binicinin eyerde arkasına bakması, konuşması, bir şeyler yemesi ve çeşitli hareketler yapması kuşkusuz atla daha fazla uyuşmayı sağlar. Bunun için binici ata binmeden önce ve ata bindikten hemen sonra vücudunu esnetmeli ve yumuşamayı sağlayacak hareketler yapmalıdır. Diğer bir ata uymayı kolaylaştıran çalışma ise dalgalı arazide inişli ve çıkışlı çalışmalardır.